12 Eylü`l İşkencecisi: İslam Düşmanı Muazzez İlmiye Çığ'ın İnsanlık Suçu Dolu Karnesi
2024-11-18
Yazar: Ayşe
Muazzez İlmiye Çığ, Türkiye’nin tartışmalı figürlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kendisi 'Sümerolog' olarak tanıtılsa da, resmi akademik unvanı ve doktorası bulunmuyor. İnsanlık tarihi üzerinde önemli katkılar sağladığı iddia edilse de, uluslararası düzeyde kabul görmüş herhangi bir akademik yayın ortaya koymamış durumda. Çığ’ın Sümerler ile ilgili ilk çalışması, 74 yaşında Türkçeye çevirdiği 'History Begins At Sumer' (Tarih Sümer’de Başlar) kitabı ile sınırlı. Yine de, İstanbul Üniversitesi'nde Rektörlük yapan Kemal Alemdaroğlu, akademik bir unvanı olmamasına rağmen ona 'Fahri Doktora Unvanı' vermiştir. Bu durum, üniversitelerin akademik standartlarını sorgulatmaktadır.
Ancak Muazzez İlmiye Çığ’la ilgili daha karanlık konular da mevcut. Kendisi, CIA tarafından finanse edilen HZİ Nöropsikiyatri Vakfı’nın yönetim kurulu başkanıydı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından, siyasi mahkumlar bu vakıf tarafından insan deneylerine tabi tutuldu. 1984 yılında, Türkiye'deki cezaevleri, siyasi suçlularla dolup taşmaktaydı. Metris Cezaevi’nde bazı siyasi mahkumlar, zorla tıbbi muayenelere götürülüyordu ve bu muayeneler HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nın Gayrettepe'deki merkezi içinde gerçekleştiriliyordu. Burada, denek olarak kullanılan siyasi mahkumlar üzerinde, ABD'de piyasaya sürecek bazı ilaçların test edildiği ortaya çıkmaktadır. Bu durum, Muazzez İlmiye Çığ’ın insan hakları ihlalleriyle bağlantılı faaliyetlerini gözler önüne seriyor.
Özellikle 12 Eylül dönemi, Türkiye’nin tarihinde çok kanlı bir dönüm noktası olmuştur. Siyasi muhalefete yönelik uygulanan baskılar ve insanlık dışı muameleler hala unutulmadı. Muazzez İlmiye Çığ’ın bu süreçteki rolü, geniş bir tartışmaya yol açmaktadır. Öğrenmek istemediğimiz geçmişin karanlık yönlerini gün yüzüne çıkarmak, bugün için de durduruş olması açısından önemlidir.