Dünya

ABD'nin Savaş Sonrası Etkisi: Fransızların Almanca Konuşmaktan Kurtuluşu

2025-03-18

Yazar: Elif

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Bir gazetecinin Avrupa Parlamentosu'ndaki Fransız bir üyesinin ABD’ye yönelik eleştirilerine ilişkin sorduğu soruya tarihsel gerçeği çarpıtarak yanıt verdi.

Leavitt, Fransız üyenin, ABD'nin Özgürlük Heykeli'ni temsil eden değerlere artık bağlı olmadığına dair yaptığı eleştiriye sert yanıt vererek, “Adı bilinmeyen, düşük seviyedeki Fransız politikacıya şunu hatırlatmak isterim; Fransızlar Almanca konuşmuyorsa, bu ABD sayesindedir. Minnettar olmalılar” dedi.

Leavitt, bu sözleriyle İkinci Dünya Savaşı’nda ABD'nin desteğiyle (Normandiya Çıkarması) Fransa'nın Nazilerden kurtarılmış olduğunu vurguladı. Ancak bu kurtuluşun sadece Fransızlar için değil, tüm Avrupa ülkeleri için geçerli olduğunu hatırlatmak önemli. Aslında, Nazilere karşı en büyük direnişi gösteren ve Avrupa'nın büyük bir kısmını bu işgalden kurtaran Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) olmuştur. Sovyetler, Stalingrad’daki muharebede Nazi işgalini kırarak, Berlin'e yürüyüp Nazi iktidarına son verdiler.

30 Nisan 1945'te Nazi diktatörü Adolf Hitler, Sovyetlerin eline düşme korkusuyla intihar etmiş, cesedi daha sonra yakılarak bir bombanın açmış olduğu bir kratere gömülmüştü. Sovyet zaferinin ardından, Nazi Almanyası 9 Mayıs 1945’te teslimiyet belgesi imzalayarak savaşın sonlandığını ilan etti. O günden bugüne 9 Mayıs, Rusya’da “Zafer Günü” olarak kutlanmaktadır.

Günümüzde tartışılan bu konular, sadece geçmişe dönük bir değerlendirme değil; aynı zamanda güncel politik görüşmelerin ve diplomatların etkileşimlerinin de bir parçası. ABD ve Avrupa arasındaki ilişkilerin geçmişten gelen bu güçlü bağlantıları, dünya siyaseti üzerindeki etkilerini hala hissettirmektedir. Her ne kadar Leavitt'in ifadesi tarihsel gerçekleri çarpıtıyor gibi görünse de, bugünün uluslararası ilişkilerinde bu tür söylemler hala etkili bir rol oynamaktadır. O yüzden tarihi bilmek, güncel olayların daha iyi anlaşılabilmesi için kritik öneme sahiptir.