Dünyanın derinliklerinde, biz farkında olmasak da birçok ilginç olgu ortaya çıkıyor. Gezegenimiz, merkezine yaklaşık 2.896 kilometre derinlikte iki dev kütle ile sırlarını saklı tutuyor. Biri Afrika’nın altında, diğeri ise Pasifik Okyanusu’nun ortasında yer alıyor.

Bu kütleler, termokimyasal yığınlar olarak adlandırılan özelliklere sahip ve mantodan oldukça farklı yapılar oluşturuyor. Jeoloji uzmanları, dünyanın iç yapısını aydınlatacak önemli bilgilere ulaşabilmek için bu gizemli bölgeleri araştırıyor. Bununla birlikte, derin alanlara gönderilecek sismik sondaların zorlukları nedeniyle detaylı bilgi elde etmek henüz mümkün olmadı.

Bilim insanları, bu dev kütlelerin 4,5 milyar yıl önce, Dünya’nın oluşumuna dair kalıntılar olabileceği teorisini öne sürüyor. Eğer bu doğruysa, gezegenimizin tarihine ve yapısına dair önemli ipuçları sunabilir. Arizona Eyalet Üniversitesi’nde (ASU) görevli jeolog Edward Garnero, 2016 yılında yaptığı bir açıklamada, "Bu kütlelerin kökeni ve bileşimi henüz bilinmiyor. Ancak, dünyamızın nasıl oluştuğuna ve mevcut jeolojik aktivitelerine dair önemli ipuçları taşıdıklarından şüpheleniyoruz," dedi.

Garnero, ASU'daki diğer jeologlarla birlikte sismik, jeokimyasal ve mineral fiziği verilerini kullanarak bu konular üzerinde bir çalışma gerçekleştirdi. Elde edilen bulgular, bu dev kütlelerin Dünya yüzeyindeki volkanik patlamalar, tektonik plaka hareketleri ve depremlerle nasıl ilişkili olabileceğini ortaya koydu.

Dikkate değer bir gelişme ise, Afrika ve Pasifik'in altındaki mantoda bulunan bu dev kütlelerin, zaman içerisinde dev süper volkanlar oluşturma potansiyeline sahip olabileceğidir. Ancak, bilgilerin sınırlı olması nedeniyle bu ihtimal henüz tahmin olarak kalıyor.

Bu kütlelerin incelenmesinin önemi sadece bu korkutucu senaryolarla sınırlı değil. Garnero, "Bir nörobilimci insan beyninde bilinmeyen bir yapı bulursa, tüm bilim insanları topluluğu bu yapının işleyişindeki rolünü anlamaya çalışır. Bu kütlelerin de gizemini çözmek, dünya bilim insanları için büyük bir hedef," sözleriyle durumu özetliyor.

Gelecekte, derin yeraltı araştırmaları ve geliştirilmiş teknolojik yöntemler sayesinde, bu dev kütleler ve Dünya'nın iç yapısı hakkında daha fazla bilgi edinmenin yolları açılabilir. Bilim dünyası, bu sırların peşinde koşarak gezegenimiz hakkında bilinmeyenleri aydınlatmaya çalışıyor.