Türk siyasetinin önemli isimlerinden biri daha aramızdan ayrıldı: Recai Kutan. 94 yaşında hayata veda eden Kutan, Türkiye'nin siyasi yapısında derin izler bıraktı.

Son günlerinde bile gündemden uzak durmayı tercih eden Kutan, 4-5 Şubat 2021'de benimle yaptığı son röportajda, Türkiye'nin sorunlarına dair derin düşüncelere sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Ölümünden önce 'Ağaçlar ayakta ölür' diyerek, bu ülkenin meselelerine olan ilgisini vurguladı.

Kutan, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir devlet adamıydı. Gazi Orduevi'ndeki bir akşam yemeği sırasında yaşanan kalabalık içinde yalnız kalması, onun özverili ve dışa kapalı kişiliğini yansıtıyordu. Orada bulunan pek çok kişi arasında yalnızlığını paylaşacak kimse bulamamıştı.

Aynı zamanda su ve tarım politikaları üzerine yaptığı çalışmalar da unutulmaz. Özellikle yıllar boyunca sık sık görüşme fırsatı bulduğum Recai Kutan, Türkiye’nin su kaynakları ve barajlara ilişkin önemli görüşler geliştirmişti. Suyun, Türkiye’nin geleceği için ne denli kritik olduğunu her fırsatta dile getirir, bu konudaki araştırmalarını paylaşırdı.

Recai Kutan, 28 Şubat sürecinin karanlık yüzlerini de sıkça gündeme getiren bir figürdü. Son makalelerindeki ‘28 Şubat, asker ve sivil cunta tarafından organize edilmiştir’ sözleriyle, Türk demokrasisinin karşılaştığı ciddi tehditlerin altını çizmişti.

Kütan’ın hayatı, sadece siyasetteki başarılarıyla değil, aynı zamanda kitaplarıyla da öne çıkmakta. Yazdığı 'Kirazlıdere Tutukevi Penceresinden 12 Eylül' adlı eseri, darbe döneminin getirdiği zorlukları detaylandıran özel bir kaynak olarak hafızalarda yer etmiştir.

Sağlığının bozulmasından sonra, eşinin vefatının ardından giderek zor günler yaşamaya başladı. Ancak Türkiye'nin kültürel zenginliğine olan tutkusu, onun ayakta kalmasını sağlayan unsurlardan biriydi.

Bir ağaç gibi ayakta kalan Recai Kutan’ı unutamayacağız. Mekânı cennet olsun!