Ali Kemal Özcan: Öcalan, silah bırakma çağrısı yapmayacak
2025-01-13
Yazar: Mustafa
Türkiye, Ali Kemal Özcan'ı 2019 yılında tekrar edilen İstanbul seçiminden iki gün önce Öcalan'ın İmralı'da yaptığı açıklama ve beraberinde getirdiği mektupla tanıdı. Öcalan, mektubunda HDP seçmenlerine özetle 'CHP'ye oy vermeyin, tarafsız kalın.' diyordu.
Cumhur İttifakı'nın İstanbul'u kaybetmemek için bel bağladığı bu mektup, beklenmedik bir şekilde ters tepti ve oy farkı 13 binden 800 bine çıktı.
Beş yıl sonra, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim'de meclisin açıldığı gün DEM Parti sıralarına giderek Tuncer Bakırhan ile tokalaşmasıyla başlayan DEM Parti-İmralı trafiğinde, adı konmamış bir müzakere süreci yürütülüyor.
Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Prof. Ali Kemal Özcan'a şunu sordum: 'Bugün İmralı'ya gidip Öcalan'dan mektup getirmenizi isteseler, yapar mısınız?' Kısa ve net bir yanıt verdi: 'Hayır!'
Özcan, süreçten kaygılı olduğunu belirtiyor. 10 yıl önce her iki tarafta süreci bozan isimlerin yine iş başında olduğunu savunarak, 'Aynı tuğlalarla yeni bina yapılmaya çalışılıyor.' diyor.
Özcan, çözümden bahsedilebilmesi için sorunun tanımlanması gerektiğini ifade ediyor ve 'Tanımlanması olmayan sorunun çözümü nasıl olur? Mümkün değil.' diye ekliyor.
Özcan, 'Bize umut veren bir uzlaşma olsa, en azından taraflar sürecin adıyla ilgili uzlaşmaya gelirler. O da yok. Bir binayı temel olmadan yapamazsınız. Temel, uzlaşmayla olur.' diyor.
Öcalan'ın silah bırakma çağrısında bulunmayacağını savunan Özcan, 'Bizim PKK diye bildiğimiz şu an fiilen PYD' diyor. Sürecin ölümü riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguluyor.
Sohbet sırasında Özcan, geçmişte yaşananları ve bu süreçteki siyasi aktörlerin rolünü sorguluyor. Özcan, hükümetin ve PKK'nın süreçteki tutumlarının birbiriyle nasıl çeliştiğini gözler önüne seriyor. Özellikle Bahçeli ve Erdoğan'ın 'Kürt sorunu' yerine 'terör sorunu' demesinin altını çiziyor, bu yaklaşımın sorunun gerçek boyutunu gizlediğine dikkat çekiyor.
Özcan, 'Bu meselede 30 yıldır çalışan biri olarak nasıl umutlanabilirim? Olmayacak duaya amin demek konumundayım.' diyor. Müzakere süreçlerinin geçmişte kimler tarafından sabote edildiği konusunda net bir sosyal bellek olmadığını, bu nedenle yeni bir işe girişmenin tehlikeli olduğunu belirtiyor.
Son olarak, Öcalan'ın bir silah bırakma çağrısı yapmasının mümkün olmadığını, bunun yer yüzündeki jeopolitik dengeler ve iç dinamikler nedeniyle yapılmayacağını vurguluyor. 'Öcalan, kendi liderliğini sona erdirecek bir adım atmaz,' ifadelerini kullanıyor.