Almanya'da Şirketler Personel Çıkarmayı Hızlandırdı: Ekonomik Krizin Derinleştiği İş Dünyasında Ne Oluyor?
2024-12-21
Yazar: Yusuf
Alman ekonomisi, özellikle yapısal sorunlar ve maliyet artışları nedeniyle zor günler geçiriyor. Bu durum, birçok büyük şirketin işten çıkarma ve fabrika kapatma planlarını hızlandırmasına sebep oldu. Avrupa'nın en büyük ekonomisinde, 2023 yılı itibarıyla Fortune 500 listesinde yer alan Alman şirketlerinin toplamda 100 binden fazla çalışanı işten çıkaracağı duyuruldu.
Kovid-19 sonrası yaşanan ekonomik zorluklar ve artan maliyetler, özellikle otomotiv sektörü gibi en büyük alanları etkiliyor. Bosch, Volkswagen, Thyssenkrupp, Deutsche Bahn ve Siemens gibi devler, bu süreçte büyük çaplı işten çıkarmalara gitme kararı aldı. Özellikle otomotiv sektörü, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yükselen enerji fiyatları ile başa çıkmakta zorlanıyor.
Alman ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,3 küçülürken, üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 büyüme kaydetmesine rağmen teknik olarak resesyondan kurtulmayı başaramadı. Ancak imalat sektörü, Almanya'nın GSYH'sinin neredeyse beşte birini oluşturmasına rağmen, küresel ekonomideki yavaşlama ve artan rekabet nedeniyle fragil bir seviyede kalmaya devam ediyor.
Özellikle Bosch, dünya genelinde otomotiv biriminde 5 bin 500 kişiyi işten çıkarma kararı aldı. Schaeffler ise otomotiv üreticilerinden gelen zayıf talep nedeniyle Avrupa genelinde 4 bin 700 kişiyi işten çıkarmayı planladığını duyurdu. Volkswagen ise Almanya'daki en az üç fabrikayı kapatmayı ve 35 bin çalışanı işten çıkarmayı planladığını açıkladı.
Ayrıca, ThyssenKrupp firması, çelik birimindeki çalışan sayısını 2030'a kadar 11 bin 500'e azaltmak istiyor. Kamyon üreticisi Daimler, Almanya'daki fabrikalarını etkileyen dondurma planları yaptığını duyururken, Siemens'in CEO'su Roland Busch, dünya çapında işten çıkarma olasılığını gündeme getirdi.
Ifo Ekonomi Araştırma Enstitüsü, sipariş yetersizliği ve ekonomik krizler nedeniyle Alman istihdam barometresinin Temmuz 2020'den bu yana en düşük seviyeye gerilediğini açıkladı. Bu durum, otomotiv ve metal endüstrisi gibi kritik sektörlerin en çok etkilenenler arasında yer aldığını gösteriyor.
Alman sanayisindeki bu çalkantılar, 'Made in Germany' algısının bir zamanlar sağladığı prestijin artık yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Jeopolitik sorunlar ve iklim değişikliği gibi faktörler de, Almanya'nın karşılaştığı yapısal sorunlara ekleniyor.
Carsten Brzeski, Almanya'nın artık 'yeni Çin' haline geldiğini belirtirken, ülkenin maliyetlerini düşürmesi ve rekabetçiliğini artırması gerektiğine vurgu yaptı. 2024 yılı itibarıyla neredeyse yüzde 5'lik bir üretim azalması bekleniyor ve bu da Alman ekonomisinde resesyon riskini artırıyor.
Sonuç olarak, Almanya'daki bu gelişmeler, ekonomik yavaşlama ve artan maliyetler karşısında şirketlerin nasıl bir yol izleyeceğine dair kritik bir dönüm noktası oluşturuyor. Peki, bu süreçte iş gücü piyasası ve ekonomi ne yönde şekillenecek? Çünkü görünüşe göre, bu derin kriz daha uzun süreli bir etki yaratacak.