Papağanlar, insanların seslerini mükemmel bir şekilde taklit etme becerileriyle tanınırlar. Bu nedenle, “papağan gibi tekrar etmek” deyimi, onların bu eşsiz yeteneğinden kaynaklanmaktadır. Ancak, bu kuşların karmaşık ve esnek seslendirmeleri nasıl yapabildiği, uzun süre merak konusu olmuştur. Yeni bir araştırmada, muhabbet kuşlarının beyinlerinin incelenmesi sonucunda, insanlarda konuşmayı kontrol eden nöral bölgeler ile birçok benzerlik olduğu keşfedilmiştir.

Nature bülteninde yayımlanan çalışmada, muhabbet kuşlarının (özellikle papağanların) insanlarda konuşma araştırmaları açısından bir model olabileceği, bilim insanlarına konuşma bozukluklarını daha iyi anlamalarına ve tedavi etmelerine yardımcı olabileceği öne sürülüyor. Bu çalışmanın sonuçları, “kuş beyinli” ifadesinin bir küçümseme olmadığını ortaya koyuyor. Kim bilir, belki de kuşlar da daha fazla sayıda kelimeyi öğrenme ve karmaşık düşünme yeteneğine sahiptirler.

Muhabbet kuşları, sosyal hayvanlar olarak bilinir ve doğal ortamlarında uzun süre öterek iletişim kurarlar. İnsanlar tarafından evcil hayvan olarak beslenmeleri, onların sosyal etkileşimlerine zenginlik katmaktadır. Yakın tarihli bir araştırmaya göre, bir muhabbet kuşunun, 1.728 kelimeyi aklında tutarak Guinness Dünya Rekoru'nu kırdığı bilinmektedir.

Çalışma, papağanların ses üretimi sırasında beyinlerinde gerçekleşen nöral aktiviteleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Dört muhabbet kuşunun beynine özel prob yerleştirilmiş ve ses çıkardıklarında nöral faaliyetler kaydedilmiştir. Araştırmada, muhabbet kuşlarının beyin verileri, insanlar ve diğer kuş türlerinden gelen verilerle karşılaştırılmıştır. Çalışma, muhabbet kuşlarının seslerini daha esnek bir şekilde üretme yeteneğine sahip olduğunu göstermektedir.

Araştırmacılar, muhabbet kuşlarındaki ön arcopallium (AAC) adı verilen beyin bölgesinin, insanlardaki konuşma motor fonksiyonlarıyla benzerlikler gösterdiğini keşfetmiştir. İnsanların konuşma yeteneklerinin bu bölge ile ilgili olduğuna dair yeni bulgular, bu kuşların özellikle insanlarla benzer bir iletişim yapısı geliştirdiğini düşündürmektedir.

NYU Grossman Tıp Fakültesi'nden sinirbilimci Michael Long, araştırmalarında Hint bülbüllerinin farklı bir vokal repertuvara sahip olduğunu belirtmiştir. Ancak, bu kuşların seslendirmeleri karmaşık değildir, bu da onların öğrenme yeteneklerini sınırlamaktadır. Bununla birlikte, muhabbet kuşlarının beyinleri, daha modüler bir şekilde çalışarak sesleri belirli nöral yollarla kodlamaktadır.

Long, bu sonucu kuşların sesleri, belirli ton ve türlere uygun bir şekilde üretebilmelerine bağlamaktadır. “Bir tür ses klavyesi gibi, beyin hücreleri, seslere yön veren nöronlarla ilişkilidir” demektedir.

Araştırma, muhabbet kuşlarının konuşma yeteneklerinin insanlardaki benzerleri arasında köprü kurma potansiyeline sahip olduğunu düşündürmektedir. Long ve ekibi, gelecekte muhabbet kuşlarının beyinlerindeki daha yüksek derecedeki alanların keşfine odaklanmayı planlamaktadır. Bu durum, gelecekte otizm spektrum bozuklukları ve diğer konuşma ile ilgili hastalıkların tedavisi için yeni perspektifler sunabilir.

Joshua Neunuebel, araştırmanın gelecek çalışmalara ilham verebileceğini belirtmektedir. Bu tür çalışmalar, konuşma terapilerinin gelişimini teşvik ederken, insan ve hayvan beyinleri arasındaki farklılıkları anlamamızda da yardımcı olabilir. Sonuç olarak, muhabbet kuşlarının konuşma yetenekleri, insanlara yönelik terapilerin geliştirilmesinde önemli bir model sağlayabilir.