Ülke

Bahçeli’nin DEM Parti'lilerle Tokalaşmasında "Dolmabahçe Mutabakatı" Ayrıntıları

2024-10-10

Yazar: Hatice

Dolmabahçe Mutabakatı, 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce, 28 Şubat 2015 tarihinde açıklanan 10 maddelik bir anlaşmadır. Bu mutabakat, silahlı çatışmaların sona ermesi ve silahların bırakılması adına başlatılan çözüm sürecinin belgelendirilmesi açısından oldukça kritik bir adımdır.

Dolmabahçe Sarayı'nda dönemin HDP milletvekilleri ile hükümet yetkilileri bir araya gelmiştir. Toplantıya katılanlar arasında HDP'li Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan yer almaktadır. Ayrıca, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu da buluşmaya katılmıştır.

Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı açıklamada, süreçte "çatışmasızlık" vurgusu yapılarak, zaman zaman aksaklıkların yaşandığı fakat resmi ve ciddî bir diyalog sürecinin kazanıldığı ifade edilmiştir. Önder, Öcalan’ın çağrısını aktararak, 30 yıllık çatışma sürecinin kalıcı barışa götürülmesinin ana hedef olduğunu belirtmiştir. Önder, PKK’nın bahar aylarında olağanüstü kongre toplamasını davet ederek, silahlı mücadelenin yerine demokratik siyasetin geçmesi yönündeki niyetlerini dile getirmiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mutabakatın duyurulmasının ardından yaptığı açıklamada, silahların bırakılmasının kamu açısından büyük bir beklenti olduğunu belirtmiştir. Erdoğan, bu müzakerelerin milli birlik ve beraberlik projesinin bir uzantısı olduğunu ifade etmiş, çözüm sürecinin tamamlanmasını umduğunu belirmiştir.

Fakat daha sonra süreçte yaşanan sorunlar sonucu, Erdoğan bu toplantıyı eleştirerek, orada yapılan görüşmeleri ve Dolmabahçe Mutabakatı’nın geçerliliğini sorgulamıştır. Bu durum, çözüm sürecinin nasıl bir belirsizlik içerisinde olduğuna dair önemli bir gösterge olmuştur.

Dolmabahçe Mutabakatı’nın zamanla nasıl uygulandığı ve gelişmelerin hangi yönde olduğu ise Türkiye’nin siyasi gündeminde hala tartışma konusu olmayı sürdürmektedir. Ülkede barışa yönelik atılan adımların ne şekilde ilerleyeceği, siyasi aktörler arasında olan ilişkilerin durumu ve halkın bu sürece olan güveni, gelecekteki önemli meseleler arasında yer alacaktır.