Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmalar sürerken, Türkiye'nin bu iki ülke arasındaki arabuluculuk rolünün önemi dünya genelinde daha fazla dikkat çekiyor.

TÜRKİYE, İKİ CEPHEDE USTALIK GÖSTERİYOR!

Amerikan medyası, Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile olan ilişkilerini yürütme becerisini öne çıkararak, Türkiye'nin sadece NATO üyesi olarak değil, aynı zamanda bölgesel dinamikleri etkileyen bir güç olduğunu vurguladı. Analizlerde, "Ortadoğu ve Avrasya'daki güç dengeleri üzerinde Türkiye, iki cephede müzakere yapma sanatında usta hale geldi. Bu durum, tarihsel olarak yerleşmiş bir devlet yönetim doktriniyle paralellik gösteriyor" denildi.

TÜRK DEVLET ADAMLARININ DİPLOMASİ YETENEĞİ!

16. yüzyıldan bu yana Türkiye'nin Moskova'nın isteklerine karşı koyabilme yeteneği sıkça vurgulandı. Geçmişte, Türkiye birçok kez pasif bir rol üstlenmiş olsa da, günümüzde Ankara'nın aktif bir aktör olduğu ifade ediliyor. Türkiye, hem Ukrayna'ya askeri yardım sağlarken, hem de Rusya ile ekonomik bağlarını sürdürerek güçlü bir strateji izlemekte.

Günümüzde Türkiye'nin klasik 'çatı çatışmasızlık stratejisi' uygulaması ön planda. Bu strateji, Montrö Sözleşmesi'ni etkin şekilde kullanma ve diplomatik anlaşmalar yapma üzerine kurulu. Türkiye'nin bu dengeleyici rolü, uluslararası alandaki itibarını artırıyor.

TÜRKİYE, KİLİT ARABULUCU!

Türkiye'nin Kiev ve Moskova ile açık kanallar bulundurması, onu kilit bir arabulucu olarak konumlandırıyor. Suriye, Libya, Kafkasya ve Orta Asya gibi bölgelerdeki etkisi, Türkiye'nin uluslararası arenada nasıl bir rol oynayabileceğini gözler önüne seriyor.

Yazıda ayrıca, Türkiye'nin Avrupa ülkelerinden farklı bir strateji izlediği belirtilerek, "Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkisi pragmatik bir zeminde şekillenmeye devam ediyor" ifadesine yer veriliyor.

Bu bağlamda Türkiye, sadece bölgesel değil, global düzeyde de etkin bir oyuncu olma yolunda ilerliyor. Herkesin dikkatini çekmeyi başaran bu strateji, dünya güç dengesini nasıl etkileyecek?