Eğlence

Bedri Baykam: Sosyal Medya Filozofu, Güneri Cıvaoğlu ve Ajda Pekkan

2024-10-03

Son günlerde sosyal medyada dolaşan etkileyici bir metin ile karşılaştım. Metin, hayatın geçiciliğini sorgulayan derin bir bakış açısına sahip. İnsanların yaşamının ötesinde geride bıraktıkları anılar ve ilişkiler üzerine düşündüren bu sözlere kulak vermek önemli. Hayatın özünün ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. İşte metnin bazı çarpıcı kısımları:

“100 yıl sonra, 2124 yılında hepimiz, sevdiklerimizle birlikte ölmüş olacağız. Bugünkü hayatımızın, eşyalarımızın ve anılarımızın savrulup gideceğini, belki de unutulacağını bilmek zorundayız. Zamanın kıymetini bilmediğimizde, yaşamı sadece kazanmak için harcıyoruz; ancak gerçek mutluluğun paylaşılan anlar olduğunu unutmamalıyız.”

Bu metin üzerine düşündüğümde, hayatımızda gerçekten neyin kıymetli olduğunu sorgulamak gerek. Bugün sevdiklerimizle geçireceğimiz zaman, en değerli anlarımızın yanı sıra yapmayı istediğimiz şeyleri de hatırlatıyor. İster bir arkadaşımızı aramak, ister çocuğumuzla oyun parkında oynamak, isterseniz eski bir dostla kahve içmek... Tüm bu anlar, yaşamın özünü oluşturuyor.

Yaşlıların haklarına yönelik kısıtlamaların olduğu bu günlerde, sosyal adaletin gerekliliği bir kez daha gözler önüne seriliyor. Özellikle yaşlı bireylere yapılan haksızlıklara karşı durmak, toplum olarak üzerimize düşen sorumluluklardan biri olmalıdır. Çoğu zaman, yaş bir sayıdan ibaret olup, ruhumuzun ve bedenimizin hissettirdiği yaş arasında derin farklar bulunabiliyor.

Yazının diğer bir önemli noktası, iki olağanüstü figür: Güneri Cıvaoğlu ve Ajda Pekkan. Cıvaoğlu, Türkiye’nin en önemli gazetecilerinden biri olarak, siyasi tarihimize ışık tutmuş, pek çok olay üzerinde derinlemesine analizler yapmış bir isimdir. Onun kaybı, Türk basını için büyük bir kayıptır. Ajda Pekkan ise, Türk müziğinin efsanelerinden biri olarak, yaşına meydan okurcasına sahne hayatına devam ediyor. Her iki isim de zamanın nasıl geçmesi gerektiği konusunda örnek teşkil eden figürlerdir.

Ajda Pekkan'ın enerjisi ve performansı, birçok sanatçıya ilham kaynağı olmakla kalmayıp, onun sanatını ve sahneye olan tutkusunu da gözler önüne seriyor. Onun müziği yalnızca dinlenmekle kalmıyor, zamanla şekilleniyor; bu nedenle hayatın sunduğu fırsatları değerlendirmek, onun gibi cesur ve tutkulu olmak önemli.

Yani, günümüz akışında, hayatı dolu dolu yaşamak, anıların kıymetini bilmek ve güzel anılar biriktirmek için her fırsatı değerlendirmek en önemli hedeftir.