Borrell'in Son Hamlesi: 'İsrail ile Diyaloğu Askıya Alalım!'
2024-11-18
Yazar: Ayşe
Gazze konusundaki tutumu ile dikkat çeken Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, görevini bırakmadan önce önemli bir öneride bulunuyor.
Bugün Brüksel'de gerçekleşecek olan AB dışişleri bakanları toplantısında, Borrell'in İsrail ile siyasi diyaloğun askıya alınması önerisi tartışılacak.
Borrell, Avrupa Birliği ile İsrail arasındaki 24 yıllık Ortaklık Anlaşması'nın bir parçası olan siyasi diyaloğun, belgede yer alan insan hakları maddesi çerçevesinde askıya alınmasını önerdi.
Ayrıca, işgal altındaki bölgelerde yasadışı yerleşim birimlerine yönelik ithalat yasağı getirilmesi de önerdiği alternatifler arasında.
Bu öneri, geçtiğimiz hafta hem AB üyesi ülkelere hem de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e iletilmişti.
Borrell'in önerisini destekleyen iki ana gerekçe ise uluslararası insani hukuk ihlallerine ilişkin ciddi endişeler ve bu endişelerin giderilmesi için herhangi bir adım atılmamış olmasıdır.
Borrell, insani hukuka uyma zorunluluğu ve İsrail’in aşırı sağcı yerleşimcilerin saldırganlıklarına son verme yükümlülüğü gibi konularla ilgili bulgulara dayanarak bu öneriyi ileri sürdü.
Ancak, AB ülkeleri arasında İsrail konusunda ciddi bir bölünme söz konusu.
Almanya, İtalya, Hollanda, Avusturya, Danimarka, Yunanistan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti bu öneriye hemen itiraz ettiler.
Özellikle Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, "Diyalog kanallarının her zaman açık tutulmasından yanayız. Bu, İsrail için de geçerli," açıklamasında bulundu.
Öte yandan, İspanya ve İrlanda’nın öncülüğündeki bir grup, uzun süredir Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesini talep ediyor.
Siyasi diyaloğun askıya alınması için oybirliği gerektiğinden, ilk itirazların bu adımın atılmasının pek mümkün olmayacağını gösterdiği düşünülüyor.
Bugünkü toplantıda, Ortadoğu’daki gelişmelerin ışığında olumlu ya da olumsuz bir karar çıkması olasılığı oldukça düşük.
Ancak bazı AB yetkilileri, artan hassasiyetlerin somut adımlara dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda belirsizlik olduğunu belirtiyor.
Bir AB yetkilisi, "Son dönemlerde belli bir hassasiyet oluştu. Ancak bu hassasiyetin somut bir karara dönüşüp dönüşmeyeceği açık değil," ifadelerini kullandı.
Bu durum, Avrupa Birliği'nin İsrail politikalarında köklü değişiklikler yapma isteği hakkında derin tartışmalara yol açmışken, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler merakla bekleniyor.
Borrell’in bu önerisi, yalnızca siyasi bir adım değil, aynı zamanda uluslararası hukukun uygulanabilirliği açısından önemli bir test niteliği taşıyor.
AB’nin bu konuda nasıl bir yol izleyeceği, hem bölgedeki dengeleri hem de uluslararası arenadaki prestijini belirleyecek.