Eğlence

Bülent Korman, hayata veda eden Selim İleri'yi yazdı: İnsan niçin kitap biriktirir?

2025-01-12

Yazar: Yusuf

Bülent Korman

Selim İleri, geçirdiği ciddi bir beyin pıhtılaşmasının ardından bizlere veda ederken, arkasında hiç unutulmayacak bir eser bıraktı. TRT2’de yaptığı “Yalnız Okurlar İçin” adlı belgesel program, edebiyat tutkunları için adeta bir hazineydi. İleri, Türk edebiyatına olan bağlılığı ve özellikle göz ardı edilen ilk kadın yazarlarımızı tanıma çabasıyla dikkat çekiyordu.

Aynı zamanda, bağışladığı koleksiyonu sayesinde Hakkı Tarık Us gibi bir ‘hatırat edebiyatçısı’ oldu. 1918'de kurulan Vakit gazetesinde çalışan Hakkı Tarık Us, hayatı boyunca Türkiye genelindeki Türkçe yayınların büyük bir kısmını toplayarak, bununla birlikte birçok edebiyatsevere ilham kaynağı oldu. Us, Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nı yeniden inşa ettirerek, edebi mirasın korunmasına önemli katkılarda bulundu.

Selim İleri'nin hayatı boyunca oluşturduğu kütüphane, 2003 yılında İstanbul’daki II. Bayezid Külliyesi’ne getirilmiş ve Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde hizmete sunulmuştu. Hakkı Tarık Us’un eserlerinin dijitalleştirilmesi projesi, günümüzde hala sürdürülmekte ve bu sayede bu değerli eserler daha geniş kitlelere ulaşabilmektedir.

1943 yılında düzenlenen “Yazarlar (Muhabirler) Jübilesi” gibi etkinlikler, Türk edebiyatına hizmet eden önemli bir buluşma olarak tarihe geçti. Bu tür etkinlikler, yazının ve okumanın toplum üzerindeki etkisini artırmak amacıyla gerçekleştirilmişti.

Bülent Korman, Selim İleri’nin edebiyat alanındaki katkılarının yanı sıra, kitap biriktirmenin arkasındaki psikolojik motivasyonları da inceledi. Kitap biriktirmek, insanın kimliğinin bir parçası haline gelmiş bir alışkanlık olarak nitelendirilebilir. İleri’nin kendine özgü kütüphanesi, onu tanıyanlar için hem bir bellek hem de kültürel bir miras olarak önemli bir anlam taşıyordu.

Selim İleri’nin bu birikimi yalnızca kitaplarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda dergiler, gazeteler ve yıllıklar da içermekteydi. Tüm bu eserler, onun hayatı boyunca edindiği bilgilerin ve deneyimlerin somut birer örneği haline geldi.

Son yıllarında kaleme aldığı ‘Kırık Deniz Kabukları’ adlı eseri, onun hayatı ve edebi mücadelesi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. İleri, edebiyatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu sürekli dile getirmiştir.

Sonuç olarak, Selim İleri’yi anarken, onun bıraktığı mirasa sahip çıkmak ve kitapların bilgelik dolu dünyasına adım atmak herkesin sorumluluğudur. Ölümsüz eserleri ve köklü geçmişiyle Selim İleri, Türk edebiyatında asla unutulmayacak bir iz bırakmaya devam edecektir.