Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Eylül ayında tüketici fiyatları, bir önceki yılın aynı dönemine göre %49,38 artış gösterdi. Aylık bazda ise %2,97’lik bir artış kaydedildi. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi sonrası, birçok yabancı kurum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) ilk faiz indirimini beklemeye başladı ve enflasyon tahminlerinde revizeler yapıldı.

Ağustos ayı sanayi üretim verileri ve Eylül ayı imalat PMI rakamları, pandemiden bu yana en sert daralmaya işaret ediyor. Özellikle sanayi üretimindeki bu azalma, üreticilerin gelecekteki beklentilerini olumsuz etkiliyor.

İstihdam tarafında ise manşet işsizlik %8,5’e gerilerken, 'atıl işgücü' oranında ise yukarı yönlü bir seyrin izlenmesi dikkat çekiyor. İş gücü piyasasında bu olumsuz gelişmeler, genç işsizlik oranlarının da artmasına neden oluyor ki bu durum, Türkiye'nin ekonomik dinamikleri için büyük bir tehdit oluşturuyor.

İhracat iklim endeksinde 50,5 ile hafif bir iyileşme görülmesine rağmen, bu yılın en düşük seviyelerine gerilemesi kaygı verici. Özellikle Avrupa’ya yapılan ihracatta yaşanan düşüşler, Türk ekonomisine olan güveni sarsıyor.

Diğer yandan, talep cephesinde takip edilen tüketim malı ithalatı, Eylül ayında geçen yılın aynı dönemine göre %12,1 artışla 4,2 milyar dolara yükselerek rekor kırdı. Bu yükseliş, döviz kurlarındaki dalgalanmaların yanında, tüketim alışkanlıklarındaki değişimlerle birleşince, ekonominin geleceği üzerine soru işaretleri oluşturuyor.

Ekonomik veriler, hızla değişen dünya pazarlarında Türkiye’nin yaşadığı zorlukları daha da belirgin hale getiriyor. Bu koşullarda, yatırımcıların dikkatle izlemesi gereken gelişmeler yaşanıyor.

Özellikle, bu veriler ışığında, birçok analist Türkiye'nin kısa vadede ekonomik istikrarı sağlamanın zor olacağına dikkat çekiyor. Şu anki görünüm, önümüzdeki aylarda piyasalarda daha fazla dalgalanmaya neden olabilir.