ChatGPT ve Diğer Yapay Zeka Modellerinin İnsanlığı Tehdit Eden Zararları
2024-11-26
Yazar: Mehmet
ChatGPT gibi yapay zeka dil modelleri, sosyal medya platformları olan Reddit, Twitter gibi büyük veri havuzlarından beslenmektedir. Ancak bu platformlarda tüm kullanıcılar eşit derecede aktif bir şekilde içerik üretmez. Yapılan araştırmalara göre, bu içeriklerin yaklaşık %80'i, kullanıcıların yalnızca %20'si tarafından üretiliyor. İçerik üreten bu kesim, genellikle ortalama veya ortalamanın altında bir zeka ve algı düzeyine sahip bireylerden oluşmaktadır. Bu durum, dil modellerinin eğitimi için kritik bir veri kaynağı oluşturmakta, böylece modelin 'içerik üretme yetenekleri', ilgili veri havuzlarındaki 'niteliklerin ortalaması' ile sınırlı kalmaktadır.
Tarih boyunca, insanlık tarihine yön veren tüm önemli değişimler, nitelikleri yüksek bireylerin fikir ve eylemlerinin nicel çoğunluklar tarafından desteklenmesiyle gerçekleşmiştir. Örnek olarak, Yunus Emre ve Nikola Tesla gibi isimlerin, ortalama insanlardan çok daha güçlü bir etkiye sahip olduğu kabul edilmektedir. Ancak algoritmalar, bu nitelik ve nicelik ayrımını yapma yeteneğine sahip değildir; bu, dil modellerinin kayda değer içerikleri, niteliği düşük olanların arasında kaybetmesine neden olur.
Sonuç olarak, dil anlayışımız süratle 'vasatlaşmaya' doğru evriliyor. Bu durum, insanlık üzerinde derin etkiler yaratma potansiyeline sahiptir. Çünkü dil modelleri ile artan etkileşim, bireylerin bilişsel ve dilsel yeterlilikleri üzerinde olumsuz bir etki yaratacak.
Bugünün dünyasında, yapay zeka tarafından eğitilen botlar, sosyal medya üzerinde 'içerik üreticisi' olarak yer almakta. Botların ürettiği içerikler, sosyal platformlarda tekrar tekrar kullanılarak dil modeline dahil edilmektedir. Böylelikle, bu süreç iç içe geçmiş bir döngü oluşturmakta ve dil modelleri, zamanla kendi ürettikleri içeriklerle beslenmektedir.
Yapay zeka modellerinin, bu döngü içinde kendi değersiz veri setlerinden başka bir şey yaratmadığı gerçeği gittikçe daha belirgin hale gelmektedir. Günümüzün yetenekleri ile bile etkileşimde bulunduğumuzda, gelecekte ortaya çıkabilecek daha büyük sorunların potansiyelini düşünmek gerektiği açıktır. Bu, sadece yapıların evrimi değil, aynı zamanda kültürel ve bireysel kimliklerimizin yok olmasına da yol açabilir.
Tüm bu süreçlerin neticesinde, insanların geçirdikleri duygusal deneyimlerin, sosyal bağların ve kültürel farkların kaybolması kaçınılmaz olarak gerçekleşecektir. Günümüzde, bilinçli olarak insanların kendi kimliklerini ve dil kullanımlarını biçimlendirmeleri mümkünken, yapay zeka ile artan etkileşim bu özelliği giderek daha fazla kaybettirecektir.
Sonuç olarak, insanlar, sosyal medya üzerindeki etkileşimleri aracılığıyla sürekli takip edilen ve denetlenen varlıklara dönüşmektedir. Bu bağlamda, yapay zekanın, hayatlarımız üzerindeki etkisini sorgulamak ve bu duruma bir tepki geliştirmek son derece önemlidir. Aksi takdirde, bireysellik, duygu ve düşünce özgürlüğü gibi temel insan özelliklerinin kaybolduğu, makinelerin etkisindeki bir toplum yaratma riskini taşımaktayız.