Sağlık

COVID-19'un Kalp Krizi ve Felç Riskini İki Katına Çıkarması Gerçek mi?

2024-10-11

Yazar: Mustafa

Cleveland Clinic'in Gözler Önünde Açıklanan Çarpıcı Araştırması!

Cleveland Clinic'in yaptığı yeni bir araştırma, COVID-19'un uzun vadeli kalp sağlığı üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Dr. Stanley Hazen'in liderliğindeki araştırma, COVID-19 geçiren bireylerin kalp krizi ve felç riskinin, enfeksiyondan sonraki üç yıl içinde iki katına çıktığını ortaya koydu. Peki bu gerçekten ne anlama geliyor?

Araştırmaya göre, COVID-19 sonrası kişiler, daha önce kalp hastalığı yaşamayanlarla kıyaslandığında, kalp krizi ve felç geçirme olasılıklarının oldukça yüksek olduğunu göstermekte. Cleveland Clinic ve University of Southern California'nın verilerini inceleyen bilim insanları, yaklaşık 250 bin kişinin sağlık durumu üzerinde durarak bu bulgulara ulaştı.

Dr. Hazen, hastalığın bedeni 'yeniden yapılandırdığını' ve bu sürecin kalp sağlığı üzerinde zamanla artan bir risk faktörü yarattığını belirtti. Önemli bir bulgu da, COVID-19 geçirenlerin kalp-damar hastalıkları açısından daha yüksek bir riske sahip olduklarıdır. COVID-19, dünya çapında bir milyardan fazla insanı etkilediği düşünüldüğünde, bu bulgular oldukça ciddidir ve dikkatle ele alınmalıdır.

Kan Grubunun Rolü

Araştırmalar ayrıca, COVID-19 enfeksiyonuyla kalp hastalığı riski arasında kan grubu ilişkisini de ortaya koydu. 0 rH kan grubuna sahip olan bireylerde kalp krizi riski dört kat artarken, A, B ve AB rH grubuna sahip olanların riski yedi katına kadar çıkabiliyor. Bu neticeler, bireylerin sağlıklarını korumak amacıyla ne kadar dikkatli olmaları gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Dr. Hazen, COVID-19 geçiren bireylerde kalp sağlığına yönelik önleyici önlemleri artırdıklarını vurguladı. Kalp sağlığında yapılan bu değişiklikler, pandeminin sona ermesinin ardından bile önem taşıyor.

Sonuç olarak, COVID-19'un kalp sağlığı üzerindeki etkileri oldukça ciddi. Bilim insanları, insanların aşılama, düzenli muayene ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ile bu riskleri azaltabileceğine inanıyor. Dünyayı etkileyen bu sağlık sorunu ile ilgili yapılan araştırmalar, gelecekte daha fazla bilgi sağlamayı hedefliyor.