Deutsche Bank, Türkiye ekonomisinin yumuşak bir iniş sürecinde olduğunu ve ekonomik büyümenin 2025 yılında yüzde 2,8 seviyesine ulaşmasının beklendiğini açıkladı. Ayrıca, asgari ücretin yüzde 30 oranında artırılması öngörülüyor.

Kurumun yayınladığı "Gelişen Pazarlar 2025 Görünümü" raporunda, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda, 2025 yılının zorlu ve belirsizliklerle dolu geçeceği öngörülüyor. Raporda, ABD'deki politika değişikliklerinin, gelişmekte olan ülkeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği vurgulanıyor. Bu durum, gümrük tarifelerindeki artışlar ve para politikası gevşeme döngüsündeki muhtemel aksaklıklar gibi birçok olumsuz gelişmeyi beraberinde getirebilir.

Deutsche Bank, Türkiye ekonomisini "İstikrara Giden Kademeli Yol" başlığıyla değerlendirdi. Yıl için tahmin edilen büyüme, sıkı parasal koşullar nedeniyle sınırlı kalacak ve 2025'in ikinci yarısında potansiyelin altında gerçekleşmesi bekleniyor.

Raporda iç talepteki toparlanmanın 2026'da güçlenmesi ile birlikte Türkiye ekonomisinin daha güçlü bir büyüme kaydedeceği öngörülüyor. Bu süreç, ortodoks ekonomi politikalarının devam etmesi halinde enflasyonun düşürülmesine yönelik tahminlerle destekleniyor.

Dezenflasyon sürecinin 2024 yılında da devam etmesi bekleniyor. İç taleptaki zayıflama, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve Türk lirasındaki reel değerlenme, enflasyonu düşürecek gibi görünüyor. Yılın başında asgari ücretin yüzde 30 artırılması ve herhangi bir ara ayarlama yapılmaması varsayımına dayanarak, 2024 sonu enflasyonunun yüzde 45, 2025 yılı sonunda ise yüzde 25,4'e gerileyeceği tahmin ediliyor. Ancak buna ek olarak, beklenenden daha az mali politika desteği, daha büyük bir asgari ücret artışı ve iç talepteki kademeli yavaşlama gibi yukarı yönlü risklerin devam ettiği belirtiliyor.

Deutsche Bank ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 2024 yılında en az 250 baz puan faiz indirimi gerçekleştirebileceğini öngördü. Raporda, mevcut reel faiz seviyelerinin, TCMB'nin politika faizini indirme konusunda alan sağladığı mesajı veriliyor. Özellikle enflasyonun 2025 sonrasında yavaşlayacağı öngörülüyor.

Sonuç olarak, Türkiye'nin ekonomik yol haritası, bir dizi karmaşık dinamiği barındırıyor. Öyle görünüyor ki, iç talep ve mali politikalar, Türkiye'nin ekonomik geleceğinde belirleyici rol oynayacak. Ekonominin seyrini etkileyen bu faktörleri sürekli takip etmek, yatırımcılar ve ekonomistler için hayati bir öneme sahip. Bu süreçte, Türkiye'nin nasıl bir performans göstereceği ise merak konusu olmaya devam ediyor.