Dünya

Devlet Terörü: Mümtaz'er Türkön'e Yazdı

2025-04-01

Yazar: Ayşe

Mümtaz'er Türkön, terörün kökeninin devlete dayandığını ve devletlerin tarih boyunca muhalefeti sindirmek amacıyla sistematik olarak terör yöntemlerine başvurduğunu öne sürüyor. Devlet tarafından uygulanan bu korku politikalarının, diğer terör eylemleri gibi açık bir suç olduğunu vurguluyor.

Devlet terörü, halkı korkutarak boyun eğdirmeyi amaçlayan iktidar teknikleri olarak tarih boyunca var olmuştur. Bu, devlete ait olan güçlerin muhalefeti bastırmak ve belirli grupları korkutmak amacıyla ortaya çıkan bir uygulama biçimidir.

Devletlerin uluslararası alanda sıkça başvurduğu terör uygulamaları, temel hakları askıya alan müstehcen tutuklamalar, işkenceler ve paramiliter örgütlerin devlete ait yetkilerle gerçekleştirdiği cinayetleri içermektedir. Tarih boyunca işlenen terör suçlarının çoğu devletler tarafından gerçekleştirilmiştir, bu nedenle “devlet terörü” genel terör anlayışı içinde her zaman ön planda olmuştur.

Uluslararası araştırmaların en çok üzerinde durduğu başlık olan “devlet terörü”, çoğu zaman toplumu baskı altına almayı ve muhalefeti susturmayı hedefliyor. 1792 yılından bu yana, devletlerin egemenlik yetkilerinden kaynaklanan meşru güç kullanma ayrıcalığı, iktidarların kendi çıkarları için toplumu hedef alarak, muhalefeti sindirmeyi, veya belirli grupları sindirerek demokratik hakları kullanmalarını engellemeyi hedefliyorsa, bu açık bir devlet terörü durumunu işaret eder.

Terör kelimesinin ilk çıkışı, devletin korku politikasını nitelendirmek üzere kullanılmıştır. Küçük ve muhalif grupların terörizmi daha sonra devlete ait olan şiddet eylemleri ile karşılaştırılmıştır. Bunun ilk izleri, Robespierre tarafından 1792'de Meclis’te yaptığı konuşmada görülmektedir; burada terör kavramı, bir yönetim tekniği olarak devlet terörünü tanımlamak için kullanılmıştır. Robespierre’in ifadeleri, halkı yönetimde erdemin yetersizliğinden dolayı terörü gerekli kıldığını ortaya koymaktadır.

Devlet terörü üzerine araştırmalar, bu konunun kötülüklerini daha iyi anlamak açısından önem arz ediyor. Bu bağlamda, özellikle Sri Lanka, Pakistan ve Suriye gibi ülkelerde yaşanan olaylar son dönemde ön plana çıkıyor. Uzmanlar, devlet terörüzmlerinin temel unsurlarını şiddet, yönetimsel amaçlar ve muhalefeti baskılama olarak tanımlıyor.

Ayrıca, devlet teröründe göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli unsur da toplum üzerindeki korku atmosferi ve bunun yarattığı sindirme mekanizmalarıdır. Bu tür korku ortamları oluşturularak, muhalefet daha etkisiz hale getirilebiliyor ve iktidarlar isteklerini daha az dirençle gerçekleştirebiliyor.

Son olarak, devlet terörü, hukuksuz tutuklama, işkence ve insan hakları ihlalleri ile karakterize edilen bir suç türüdür. Devletlerin sahip olduğu istihbarat kaynakları ve güç kullanma yetkileri, bunu daha da ağır bir suç kategorisi haline getirir. Devletin güvenlik güçleri tarafından uygulanan bu tür eylemler, doğrudan muhalefet oluşturma amacı gütse de aslında daha geniş kitlelere de korku ile mesaj vermeyi hedefler.