Avustralya'nın Sydney kentinde bulunan Southern Cryonics isimli bir şirket, ölüleri eksi 200 santigrat derecede dondurarak yeniden hayata döndürme umuduyla çalışmalara devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda 80 yaşındaki bir adamın başarılı bir şekilde dondurulduğu haberi gündeme bomba gibi düştü. Bu işlemin maliyeti ise yaklaşık 170 bin dolar olarak belirlendi.

DONDURULAN CANSIZ BEDEN KUSURSUZ HAZIRLIKLA KORUNDU

Vefat eden adam, ölümünden hemen sonra özel bir buz odasına yerleştirildi. Klinik perfüzyonistlerden ve bir doktordan oluşan ekip, cansız bedeni Ekstrakorporal Membran Oksijenizasyonu (ECMO) makinesi ile stabilize etti. Yaklaşık 10 saat süren işlemler sonunda, ölü beden bir uyku tulumuna sarılarak sıvı nitrojen içeren eksi 200 santigrat derecelik bir odada saklandı.

Şu anda 1000'den fazla kişi dondurulmak üzere sırada bekliyor. Bu işlem için birçok farklı şirket Amerika, Rusya ve Avrupa'nın bir kaç kentinde benzer çalışmalar yürütüyor.

DONDURARAK ÖLÜ BEDENİ YENİDEN HAYATA DÖNDÜRMEK MÜMKÜN MÜ?

Projenin geliştirilmesinde büyük rol oynayan Dr. Paul Segal, bu işlemi ilk kez kendi köpeği üzerinde denediğini ve onu yeniden hayata döndürmeyi başardığını iddia ediyor. Dondurma işlemi ile ilgili yapılan çalışmalar zamanla ticari bir boyut kazandı. 1967 yılında insanlar üzerinde yapılan ilk denemede, tedavisi mümkün olmayan bir böbrek hastalığına yakalanan Psikoloji Profesörü James Bedford, bu projeye gönüllü oldu. Bedford, ölmeden önce kan pıhtılaşmasını önleyici heparin enjekte edilerek donduruldu.

Bilim insanları, bu gibi projelerde yeniden hayata döndürme umudunu taşımalarına rağmen, henüz başarılı bir örnek bulunmadığını ifade ediyor. Melbourne Sağlık Bilimleri Okulu'ndan Bruce Thompson, "Bir insan bedenini tamamen hayata döndürmek çok uzun bir süre uzakta," diyerek durumu özetliyor.

Bu tür projeler, bilimsel gelişmelerin yanı sıra etik sorunları da gündeme getiriyor. Geçmişte bu konuyla ilgili mahkemeye taşınan olayların yanı sıra, dondurma işlemi sırasında karşılaşılabilecek ciddi sağlık sorunları ve hukuksal zorluklar da tartışma konusu. Duygusal ve toplumsal etkileri hesaba katıldığında, bu çarpıcı gelişme daha birçok sorunun cevapsız kalmasına sebep olabilir.