Bilim

Dünyanın En Büyük Doğal Hidrojen Kaynağı Keşfedildi: Temiz Enerjinin Geleceği Burada Başlıyor!

2025-04-02

Yazar: Zeynep

2023 yılının Mayıs ayında, Fransa'nın Lorraine bölgesindeki terk edilmiş madenlerde bilim insanları devrim niteliğinde bir buluşa imza attı: Doğal hidrojen yatakları. Mart 2025’te Moselle bölgesinde yapılan bir keşifle, bu rezervlerin büyüklüğü daha da netleşti. Yapılan tahminlere göre bu bölgelerde toplamda 92 milyon ton beyaz hidrojen bulunduğu düşünülüyor ve ekonomik değerinin yaklaşık 92 milyar dolar olduğu hesaplanıyor. Bu miktar, dünya genelinde üretilen gri hidrojenin (fosil kaynaklarla üretilen hidrojen) yarısından fazlasına eşdeğer. Ayrıca, daha önceki çalışmalar yeraltındaki hidrojen rezervuarlarında yaklaşık 6,2 trilyon ton hidrojen bulunduğunu ortaya koymuştu. Dağların bu doğal hidrojenin birincil kaynağı olabileceği belirtiliyor.

Günümüzde hidrojen üretimi, karmaşık bir süreç olarak biliniyor ve mevcut yöntemlerin çoğu ciddi miktarda kirlilik üretiyor. Ancak yeni keşfedilen beyaz hidrojen, doğal yollarla oluştuğu ve çevre dostu bir alternatif sunduğu için büyük bir umut kaynağı. Bilim insanları, bu hidrojenin yenilenebilir olabileceğini ve “Serpantinleşme” adı verilen jeolojik bir süreçle ortaya çıktığını vurguluyor. Bu süreç, yer kabuğundaki demir açısından zengin minerallerle suyun etkileşime girmesiyle hidrojen üretebiliyor. Eğer bu doğal süreç sürekli olarak devam ederse, beyaz hidrojen, fosil yakıtlar gibi tükenecek bir kaynak olmaktan çıkar.

Hidrojenin ekonomik değeri oldukça yüksek. Beyaz hidrojen, yeşil hidrojen (yenilenebilir enerji ile üretilen) ile karşılaştırıldığında, daha düşük maliyetle ve karbon salınımı olmadan elde edilebiliyor. Bu da onu çevre dostu enerji kaynakları arasında ön plana çıkarıyor.

Ancak, diğer ülkelerde de benzer doğal hidrojen kaynaklarının bulunup bulunamayacağı henüz belli değil. Fransa’daki keşif heyecan verici olsa da, doğal hidrojenin ticari ölçekte çıkarılması için teknolojik ve ekonomik zorluklar söz konusu. Günümüzde petrol ve doğalgaz sektöründe gelişmiş bir altyapı mevcutken, beyaz hidrojen için yeterli bilgi birikimi ve teknik ekipman henüz edinilmiş değil. Ayrıca, mevzuat eksikliği bu sürecin önünde önemli bir engel oluşturuyor. Hidrojenin düşük enerji yoğunluğu ve taşınma zorlukları da dikkate alınmalıdır. Petrol ve doğalgazdan farklı olarak, hidrojenin taşınması ve depolanması daha karmaşık bir süreç gerektiriyor.

Öte yandan, Fransa’daki bu keşif, enerji sektöründe küresel bir domino etkisi yaratabilir. Dünya genelinde enerji şirketleri ve araştırmacılar, benzer jeolojik yapıları incelemeye ve beyaz hidrojen yataklarını yeniden değerlendirmeye başladılar. Eğer diğer ülkelerde de büyük miktarda doğal hidrojen bulunursa, bu durum fosil yakıtların yerini almasını hızlandırabilir. İşte bu yüzden, hidrojenin geleceği enerji piyasalarında önemli bir tema haline geliyor.