Bilim

Eko-Anksiyete: Gençler ve Çocuklar Arasında Tırmanışta

2025-04-14

Yazar: Ahmet

Eko-Anksiyete Nedir?

İklim krizinin ruh sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla dikkat çekiyor. Klinik Psikolog İlayda Kutevu, gençler ve çocuklar arasında yaygınlaşan eko-anksiyete kavramının önemine değiniyor. Eko-anksiyete, iklim değişikliğinin gelecekte yaratacağı yıkımlarla ilgili sürekli bir kaygı hali olarak tanımlanıyor.

Geleceğe Dair Kaygılar

Kutevu, bu kaygının belirsizlik, umutsuzluk, çaresizlik gibi duygularla birleşerek bireylerin yaşam kalitesini düşürdüğünü belirtiyor. "Eko-anksiyete, yalnızca ruhsal sorunlara değil, aynı zamanda dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü ve uyku bozuklukları gibi sorunlara da zemin hazırlayabiliyor," diyor.

Afetlerin Psikolojik Etkileri

Sel, kasırga ve yangın gibi iklim kaynaklı doğal afetler sonrası ortaya çıkan travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon gibi rahatsızlıkların artış göstermesi, çocukların psikolojik durumunu daha da hassas hale getiriyor. Kayıplar, yalnızca maddi anlamda değil; aynı zamanda duygusal ve psikolojik yaralar açabiliyor.

Toplumsal Çözümler Gerekiyor

Kutevu, bu durumun üstesinden gelebilmek için bireysel çabaların yanı sıra toplumsal dayanışmanın ve sistematik çözümlerin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Çocukların duygusal gelişimini desteklemek için güvenilir bilgi kaynaklarına erişim sağlamanın yanı sıra bilinçlendirme çalışmaları ve ücretsiz psikolojik destek programlarının hayata geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Doğa ile Bağlantı Kurmak

İklim krizinin etkileriyle başa çıkmanın yollarını ararken doğa ile kurulan duygusal bağın da önemi büyük. Kutevu, "Doğa ile kurulan bu bağ, bireyin ruhsal direncini artırırken sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarının gelişmesine de olanak tanıyacaktır," diyor. Doğa, sadece bir yaşam alanı değil; aynı zamanda güven ve aidiyet duygusunun da kaynağı.

Sonuç Olarak

İklim değişikliği karşısında yalnızca çevresel değil, psikolojik iyileşmeye de odaklanılması gerekiyor. İlayda Kutevu, "İnsanın doğayla olan bağı, iklim krizine karşı hem bireysel hem toplumsal düzeyde iyileşmenin anahtarıdır," ifadesini kullanarak, toplumun bu konuda bilinçlenmesinin önemini vurguluyor.