
Ekrem İmamoğlu'nun Tutuklanmasının Ekonomiye Etkileri: Türkiye Ekonomisi Yeni Bir Darbe Daha mı Alıyor?
2025-03-24
Yazar: Mustafa
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanma kararı, Türkiye'deki siyasi ve ekonomik dengeleri sarsma potansiyeline sahip. Peki bu durum, piyasaları ve ülke ekonomisini nasıl etkileyecek?
Ekonomist Prof. Dr. Selva Demiralp, son dönemlerde artan siyasi gerilimlerin, ekonomi üzerinde ciddi maliyetler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Ekonomik ölçütleri yükselten faktörlerin arasında daha yüksek döviz kuru, enflasyon ve faiz oranları bulunuyor. Ayrıca, yavaşlayan büyüme de bu maliyetleri artırabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü Kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ekonomik dalgalanmalara karşı gerekli önlemlerin alınacağını belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, piyasalardaki sağlıklı işleyiş için gereken tüm adımları atacaklarının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise sosyal medyadan, mevcut ekonomik programın kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti. Yılmaz, Türkiye'nin cari açığı ve bütçe açığının kontrol altında olduğunu, Merkez Bankası rezervlerinin yeterli seviyelerde bulunduğunu söyledi. Ancak, bazı ekonomistlere göre, bu durumların geçerli olup olmadığı da soru işareti.
Bir diğer ekonomist, İstanbul Borsası'nın tutuklama haberleri sonrası sert bir şekilde düştüğünü ve CDS (Kredi Taksitleri Değişken Gelişmeler) risk primlerinin 300'lerin üzerine çıktığını vurguladı. Bu durum, yabancı yatırımcıların Türkiye'nin siyasi ve ekonomik durumuna olan güvensizliğini artırır.
İmamoğlu'nun tutuklanmasının zamanlaması, sadece iç politikada değil, aynı zamanda uluslararası piyasalarda da güven kaybına yol açabilir. Uzun vadede, bu durum Türkiye'nin uluslararası borçlanma maliyetlerini artırabilir, bu da finansal istikrar açısından ciddi bir risk oluşturuyor.
Peki, ekonomik dengeyi sağlamak için Merkez Bankası'nın elinde yeterli silah mevcut mu? Birçok uzman, mevcut rezerv seviyelerinin, olası spekülatif ataklarla başa çıkmak için yetersiz kalabileceğini ifade ediyor. Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası'nın 20-25 milyar dolar döviz satması, kurlar üzerindeki baskıyı hafifletmiş olsa da, piyasalardaki belirsizlik devam ediyor.
Bu gelişmeler ışığında, İmamoğlu'nun tutuklanması, yalnızca bir siyasi kriz değil; aynı zamanda ekonomik bir krizin de habercisi olabilir. Türkiye'nin mevcut durumu, yüksek faiz oranlarına ve döviz talebinin artmasına yol açabilir.
Özellikle sosyal medyada döviz ve borsa ile ilgili yapılan spekülasyonların arttığı şu günlerde, hükümetin aldığı tedbirlerin etkisi sınırlı kalabilir. Uzun vadede, ekonomik göstergelerin kötüleşmesi, yüksek enflasyon ve işsizlik oranları gibi sorunları beraberinde getirme riski taşıyor. Hükümetin, piyasalardaki güveni yeniden tesis etmesi için daha kararlı adımlar atması, ekonomik istikrar için büyük önem taşıyor.