Bluesky: Twitter'dan Sonra Yeni Bir Sosyal Medya Alternatifi

Milyarder iş insanı Elon Musk'ın 2022'de Twitter'ı satın alıp X olarak yeniden adlandırması, sosyal medya kullanıcılarının yeni bir platform arayışına girmesine yol açtı. O platform ise merkeziyetsiz yapısıyla dikkat çeken Bluesky oldu. Kullanıcı sayısındaki bu hızlı artış, Donald Trump'ın ABD başkanlık koltuğuna dönüşüyle birlikte daha da hız kazandı.

Bluesky, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınmasıyla başlayan Türkiye'deki siyasi sıkıntılar sırasında da popülaritesini artırdı. Özellikle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yüzlerce X hesabının engellenmesi, toplu bir dijital göçü gündeme taşıdı ve Bluesky'ın kullanıcı sayısı Nisan itibarıyla 34 milyona ulaştı.

X, Trump Politikalarının Duyurucusu Mu?

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Kara, X'i 'Trump politikalarının megafonu' olarak tanımlıyor. Musk'ın dünyayla barış içinde bir iletişim kurmaya çalıştığını vurgulayan Kara, "X, hükümetlerin isteklerini yerine getiren bir platforma dönüşmüş durumda" dedi. Ayrıca, X'in sansasyonel içeriklere odaklanan algoritmasının, kullanıcıları sürekli olarak yanıltıcı bilgilere maruz bıraktığını belirtti.

Dijital Kamusal Alanın Geleceği

İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Sarphan Uzunoğlu ise X platformundaki yankı odalarına dikkat çekerek, Bluesky'a geçişin yalnızca bir alternatif arayışı olmadığını ifade etti. Uzunoğlu, sosyal medyanın bilgiye erişim kaynağı haline dönüştüğünü ve kullanıcıların daha az sansür beklentisi içinde olduğunu belirtti. Ancak Bluesky'ın kalıcı bir çözüm oluşturabilmesi için ifade özgürlüğü alanında yenilikçi bir yaklaşım sunması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Sosyal Sermayenin Aktarımı: Mümkün Mü?

Uzunoğlu, sosyal sermayenin bir ağa aktarımının zor olduğunu ifade ederek, "Bir platformdan diğerine geçiş, tatlı bir çikolata kekinden başka bir markaya geçmekle aynı mantıkta değerlendirilemez" dedi. Kullanıcıların X’e karşı olan eleştirilerinin devam etmesine rağmen, kalıcı bir göçün gerçekten mümkün olup olmayacağı konusunda şüphelerini de paylaştı.