Dünya

Erbil’de Seçimler, Saray’da Hesaplar: Ortadoğu'daki Gelişmelerin Arkasındaki Güç Mücadelesi

2024-10-12

Yazar: Ayşe

Ortadoğu, büyük bir alt üst oluş sürecinde. Bölgedeki çarpıcı gelişmeler, Amerikan/Batı emperyalizminin Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme planlarını ciddi şekilde sarsıyor. Özellikle Netanyahu’nun savaş yayma hamleleri, Lübnan, Suriye ve İran’daki olayları tetikleyerek geniş bir yankı yaratıyor. Bölgenin yerel ve küresel aktörleri, bu yeni dengede pozisyon alma ve stratejiler oluşturma çabası içinde.

Bölgesel dengelerin değişimiyle birlikte, küresel durumun da etkisi altında Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme girişimi, Kürtleri de kapsıyor. Erdoğan-Bahçeli hükümetinin "iç cephe tahkimatı" için gerekçelendirdiği gelişmelerin önemli bir ayağı Kürt meselesidir. Dört parçada yaşayan Kürtlerdeki her bir bölümde dikkat çekici hareketlilik söz konusu. Bu gelişmeler, Türkiye’yi doğrudan etkiliyor.

Kürtler, Gazze’de patlak veren savaşın Irak, Suriye ve İran’a sıçramasının hedeflerinden biri haline gelirken, Irak Kürtleri 20 Ekim’de kritik bir seçime gidiyor. Ortadoğu’nun kaygan zemininde, Kürtler artık etkisiz eleman olamayacak bir aktör olarak öne çıkıyor. Kürt siyasi aktörlerinin, küresel güç mücadelesinin Ortadoğu ayağında stratejik bir konumda olduğu gözlemleniyor.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) seçimleri, iki yıllık ertelemenin ardından tüm bölge ülkelerini doğrudan ilgilendiriyor. Süleymaniye cephesi, Talabani ailesinin yönettiği ve İran, PKK, PYD tarafından desteklenen Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile öne çıkıyor. Bafıl ve Kubat Talabani, Barzani yönetimine yönelik sert eleştirilerde bulunarak, 'davayı satmak' ve 'Kürt birliğini baltalamak' gibi söylemlerle dikkat çekiyor. Türkiye, Süleymaniye yönetimini kara listeye alarak, Bafıl Talabani’nin PKK ile olan bağlantılarından rahatsızlığını dile getiriyor.

Öte yandan, Erbil cephesi Barzani ailesinin kontrolündeki Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) oluşturduğu yapı ile destekleniyor. KDP, Türkiye, İsrail ve ABD ile sıkı ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Erbil yönetiminin, Irak’taki ABD askerlerinin çekileceğini açıklamasının ardından, bu askerlerin Erbil’de kalacağı belirtiliyor.

Uluslararası güçler arasında İran, bölgedeki etkisini kırmak için aktif bir strateji uyguluyor. Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in de belirttiği gibi, 'İran’ın nükleer tesislerine saldırmak için tam zamanıdır' söylemleri, bölgedeki gerginliği artırıyor. İran’ın etkisi ve stratejik ilişkileri, durumun seyrini belirlediği gibi, KDP’nin Suriye Kürtleri ile ilişkileri de bu süreçte etkili rol oynuyor.

Özellikle Suriye’deki gelişmeler, Türkiye’nin de dikkat odak noktası. Türkiye, Suriye Kürtleri ile işbirliğinden rahatsız olup, Rojava’daki yapılanmaların kendisi için bir tehdit olarak değerlendiriyor. Erbil'deki seçimler, bölge ülkeleri açısından yalnızca Kürtlerin geleceğini değil, aynı zamanda bölgenin demografik ve siyasi yapısını da etkileyecek.

Selahaddin Üniversitesi’nden Dr. Nawzad Hetuti, seçimlerin Türkmen ve Arap nüfusunun tutumunu etkileyeceğini öngörüyor. KDP’nin, Kerkük ve Musul gibi stratejik bölgelerde zor bir konumda olduğu vurgulanıyor. İran’ın KYB’yi desteklemesi, bu seçimlerde oyun değiştirici bir unsur olabilir.

Sonuç olarak, Ortadoğu'da yaşanan hareketlilikler, her ne kadar karmaşık görünse de bütün aktörlerin farklı hedefleri doğrultusunda hareket ettiğine işaret ediyor. Seçimler yaklaşırken, bölgedeki güç savaşlarının nasıl şekilleneceği büyük bir merak konusu. Türkiye içinde de bu durumun yansımaları görülüyor; Erdoğan ve Bahçeli, bölgedeki denklemler üzerinden kendi iç politikalarında avantaj sağlamaya çalışıyorlar. Kürt meselesinin çözümünün, anayasa değişikliğine giden yolu nasıl etkileyeceği ise en büyük bilinmezlerden biri olarak duruyor.