Ülke

Erdoğan’a ‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ dedirten gelişmeler ve riskler

2024-12-19

Yazar: Ayşe

Giriş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ dedirten Suriye gündeminde dikkatlice incelenmesi gereken iki önemli endişe kaynağından bahsedeceğim.

Abdi İpekçi’nin Katili ve Yargı Suskunluğu

İlk olarak, Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın Akit TV’ye çıkarılarak cinayetini meşrulaştırmaya çalışması ve terörizmi övmesi, gazeteci Sedat Ergin’i açıkça hedef göstermesi karşısında ne yargı ne de RTÜK’ün harekete geçmiş olması dikkat çekicidir. Kendini Mesih ilan ederek delilik numarası yapan ve karşısındakini ölümle tehdit eden bu katilin ulusal bir kanalda konuşlandırılması Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından kınanmıştır.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bu duruma müdahale etmek için neyi beklemektedir?

Suriye ile İlgili Endişeler

İkinci olarak, Erdoğan ve AK Parti hükümetinin Suriye’de Esad rejiminin devrilmesiyle elde edilen popülariteyi, asgari ücret ve emekli maaşları üzerinde sendikaların taleplerinin altına çekme ihtimalidir. Bu durum, asgari ücretin oldukça az bir artış göstermesine rağmen, maaş alan emekçileri daha fazla etkileme ve işsizlik oranını artırma potansiyeli taşımaktadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Bilimler Akademisi ödül törenindeki ‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ ifadesi, sadece mecazi anlamda değil, aynı zamanda ülkenin coğrafi büyüklüğüne de atıfta bulunuyor.

ABD ve HTŞ İlişkileri

Suriye’de Esad rejiminin yıkılmasını Suriye siyaseti açısından doğru olarak gören AK Parti yönetimi, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın HTŞ’yi Türkiye’nin kurdurduğuna dair iddialarını yalanlamaktadır. Trump, bir yandan Erdoğan’ı ‘çok akıllı adam’ olarak överken, Türkiye’nin HTŞ aracılığıyla Suriye’ye ‘çöktüğünü’ iddia etmekte ve potansiyel olumsuzlukları Türkiye’ye fatura etmeye çalışmaktadır.

PKK ile Mücadele ve Avrupa Birliği

Bunun yanında, Ankara’nın bir numaralı önceliği olan Suriye’deki PKK varlığıyla mücadeleyi yavaşlatma çabası dikkat çekiyor.

Erdoğan’ın ‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ açıklaması, her fırsatta yinelediği ‘kimsenin toprağında gözümüz yok’ söylemini zayıflatma potansiyeli taşımaktadır.

Diğer bir yandan, Avrupa Birliği’nin Suriye politikalarına bakınca sadece göçmen meselesini gündeme getirmesi ve her şeyi Türkiye’ye para vererek çözebileceğine inanması, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in son ziyaretiyle daha da belirginleşmiştir. ‘Büyük bir mutlulukla’ açıklanan 1 milyar avroluk destek, bir kibir gösterisi olarak değerlendirilmiştir. Türk halkının AB’den beklentisinin vize kolaylığı olduğunu çok iyi bilen AK Parti hükümeti, konuyu sürekli para desteği üzerinden değerlendirmesi Türkiye’nin görüşlerini sarsmaktadır.

Sonuç ve Riskler

Bütün dünyanın Trump’ın 20 Ocak’ta iktidarı devraldığında açacağı sayfalara göre pazarlık konumunu yükseltmeye çalıştığı açıktır. Türkiye’nin de bu fırsatı değerlendirmek istemesi normaldir. Ancak, ABD ve AB yönlendirmesiyle hesaplanmamış, kapasite ötesi riskler almaktadır. Kaçınılması gereken odak noktası da budur.