
Erdoğan'ın İmamoğlu'na Yönelik Baskıları Kürtler Arasında Güvensizliği Artırıyor!
2025-03-31
Yazar: Ayşe
Türkiye'de siyasi gelişmeler hızla devam ederken, uluslararası haber ajansı Reuters, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük rakibi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik artan baskıları değerlendirdi. Bu baskıların, özellikle Kürt toplumu içinde güvensizlik yaratmaya başladığı ve barış umutlarını zora soktuğu kaydedildi.
Analistlere göre, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanma ihtimali ve PKK ile 40 yıldan fazla süren çatışmanın sona ermesi beklenen dönemde atılacak reformların belirsizliği, barış sürecinin kırılganlığını artırıyor. Kürt toplumu, bu belirsiz ortamda kendi güvenliklerini sorgulamaya başladı. Bazı kaynaklar, Erdoğan’ın siyasi istikrarı sağlamak ve Orta Doğu'daki gerilimleri azaltmak için atılacak adımların başarısız olması halinde, Güneydoğu'daki sosyal ve ekonomik zorlukların daha da derinleşeceğine dikkat çekiyor.
Görüşmeler neticesinde, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın daha önce yaptığı silah bırakma çağrısının ardından, PKK'nın ateşkes ilan ettiği ve barış sürecinin başarıya ulaşabilmesi için siyasi ve demokratik koşulların sağlanması gerektiği vurgulandı. Son dönemde muhalefet partilerine yönelik baskıların arttığı, İmamoğlu'nun gözaltına alınarak tutuklanma ihtimalinin barış umutlarını zayıflattığı belirtiliyor.
DEM Parti Milletvekili Cengiz Candar, “Bir mayın tarlasına giriyoruz. Her şey rayından çıkabilir ve başarısızlıkla sonuçlanabilir” diyerek geçmişteki barış çabalarının başarısızlıkla sona erdiğini hatırlattı.
Erdoğan, Öcalan’ın çağrısından sonra yaptığı açıklamada, silahsızlanmanın ardından demokratik siyaset alanının genişleyeceğini belirtti. Ancak geçmişte devletin bu konuda çeşitli kez güven sağlamadığı ve birçok Kürt’ün aynı kaygıları taşıdığı ifade edilmektedir.
Mart ayındaki Nevruz kutlamaları öncesi yapılan bazı girişimlerin barış sürecine katkı sağlayabileceği yorumları yapılırken, devletin, Kürt vatandaşlarına yönelik yaşadığı adaletsizlikleri gidermesi gerektiği vurgulandı. 1990’ların başında yasaklanan Nevruz festivalleri, Kürtler ve güvenlik güçleri arasında çatışmalara sebep olmuştu, “Kanlı Nevruz” olayları bu çatışmaların en trajik örneklerinden biridir.
Son olarak, bazı yorumcular yeni bir anayasa arayışının Erdoğan'ın 2028 seçimlerinde yeniden aday olabilmesi için bir strateji olduğunu öne sürüyor. Ancak bu süreçte atılacak tavizlerin pek çok Türk tarafından olumsuz algılanabileceği düşünülüyor. Öte yandan, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu ve bunun tüm toplumu kapsaması gerektiği belirtiliyor.
Candar, Erdoğan’ın Öcalan heyetindeki bir DEM milletvekili ile sohbet ettiğine dikkat çekerek, sürecin hızlandırılması gerektiğini ifade etti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise sürecin hızlı bir şekilde çözülmesi yönünde taleplerini iletti. Tüm bu olaylar, Türkiye’nin iç ve dış politikasında nasıl bir yön alacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.