Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), "İsrail tehdidini" görüşmek amacıyla önemli bir toplantı yapıyor. Dışişleri ve Savunma Bakanları, bu konudaki güncel durumu ve alınacak olası tedbirleri açıklayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son yaptığı konuşmalarda ortaya koyduğu çerçeve, muhalefet tarafından da ciddiyetle ele alındı ve bu toplantının yapılması talep edildi.

Toplantıda özellikle, Türkiye'nin dış politikada atacağı adımlar ile savunma durumunu ele almak önem kazanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce "Karabağ'a Libya'ya girdiysek, oraya da gireriz" diyerek, Türkiye'nin askeri müdahale yeteneğinin altını çizmişti. Bu konuşma, dikkati Gazze'ye çevirmiş olabilir.

İsrail'in Türkiye'ye yönelik olası bir tehdidi olduğunu düşündüren açıklamalar, TBMM'de yapılacak oturumda ön planda olacak. Acaba bu tehdit gerçekten mevcut mu, ve eğer öyleyse neden halk bu konuda yeterince bilgilendirilmedi? İletişim Başkanlığı’nın son iki yıldır yaptığı videoların bu tehditlerle ilgili olarak ne gibi sonuçlar çıkaracağı da merak konusu.

Erdoğan, milliyetçi söylemlerini yeniden gündeme getiriyor ve "Kızıl Elma" kavramını sıkça vurguluyor. Peki, "Kızıl Elma" nedir? Bu terim, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Roma ve Viyana şehirlerine atıfta bulunmak için kullanılmış olan sembolik bir ifadedir. Günümüzde ise Türkiye'nin hedeflediği büyük bir imparatorluk hayali olarak yorumlanabilir mi?

Bazı spekülasyonlara göre, bu terimle birlikte vadedilmiş topraklar konusu tekrar gündeme gelebilir. Kudüs ile Ankara arası, sözde vadedilmiş toprak haritalarına göre 1392 km olarak ifade ediliyor. Eğer bu haritalara inanılırsa, Avrupa'nın büyük bir kısmı Türkiye için hedef haline gelebilir.

Bunlar düşünülürken, Türkiye başka ülkelerin topraklarıyla ilgilenmiyor mu? Veya Türkiye'nin stratejik hedefleri var mı? Toplantıda bu konuların aydınlığa kavuşturulması şart.

Milletvekillerinin, iktidar partisine bu irkadaki hedeflerini sorması kaçınılmaz. Eğer Türkiye, başka ülkelerin toprakları üzerinde bir hak iddia etmiyorsa, iletişim alanında yıllardır üretilen o mısır mısırı videoların ne anlama geldiği sorgulanmalıdır. Bu toplantıda Türkiye’nin topraklarına ilişkin gelecekteki hedefleri de masaya yatırılacak.

Özetle, TBMM oturumunda ele alınacak konular, sadece ulusal güvenliği değil, aynı zamanda bölgedeki geleceğimizi de etkileyecek. Toplantının sonuçları, iki yıl boyunca sabırla beklediğimiz cevapları getirebilir. Türkiye’nin her alanda güçlü bir devlet olarak varlığını sürdürmesi için gerekli olan siyasi irade, bu tür toplantılarda net bir şekilde ortaya konmalıdır.