Haber Merkezi - Beşar Esad rejiminin çöküşünün ardından, dünyanın dört bir yanından üst düzey diplomatlar, Suriye'nin yeniden inşası çabaları kapsamında Şam'a ziyaretler gerçekleştirmekte. Bu diplomatlar, Suriye'nin yeni yönetimiyle bir araya gelerek, savaşın yıktığı ülkeyi yeniden inşa etmek için adım atıyorlar.

Esad’ın bir zamanlar konuklarını ağırladığı Başkanlık Sarayı, günümüzde oldukça hareketli günlere tanıklık ediyor. Şam’da, dönemin iktidar mücadelesinde önemli roller oynayan grupların liderleri, şimdi bu sarayda bir araya geliyor.

Son günlerde, Şam’da önemli ziyaretler gerçekleştirildi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi’nin yanı sıra, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Ortadoğu'dan sorumlu üst düzey yetkilisi Barbara Leaf liderliğindeki bir heyet, Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. Bu temaslar, Suriye'nin nereye gideceği konusunda önemli ipuçları sunuyor.

Şam havaalanı da, bölgedeki en yoğun havaalanlarından biri haline geldi ve birçok yabancı delegasyonu kabul eder hale geldi. Özellikle Katar Dışişleri Bakanı Dr. Muhammed bin Abdulaziz bin Salih el-Halifi’nin önderliğindeki üst düzey bir heyet, 13 yıl aradan sonra Şam’a ulaştı. Bu ziyaret, Katar ile Suriye arasındaki ilişkilerin yeniden canlanıp canlanmayacağı konusunda büyük önem taşıyor.

Görüşmelerde, Şera ve Halifi, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini ele alarak, ekonomik projelerin geliştirilmesi ve yerel kalkınmaya katkı sağlanması gerektiğini vurguladılar. Özellikle, Katar'ın Suriye üzerinden Avrupa'ya doğalgaz hattı aktarımını içeren beklentileri, bu görüşmelerin temel konuları arasında yer alıyor.

Katar'ın projeleri arasında, Türkiye'nin ardında ikinci ülke olarak Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma adımı da dikkat çekiyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın da 22 Aralık’ta Şam’a yaptığı ziyaret, bu diplomatik ilişkilerin daha da güçlenmesini sağladı.

Ancak, bu olumlu gelişmelerin arka planında, İsrail ordusunun Suriye’nin güney ve güneybatısına yönelik olası genişleme hamleleri endişe yaratıyor. Bu durum, Türkiye ve Katar'ın enerji projelerine yönelik bir tehdit oluşturuyor.

Bölgedeki bu diplomatik hareketlilik, Suriye'nin geleceği açısından oldukça kritik bir dönemeçte daha ilerici adımların atılacağına işaret ediyor.