Son dönemde bitkilerle ilgili yapılan araştırmalar, birçok kişinin ilgisini çekmiş durumda. Bitkilerin, sadece doğal yaşamın parçası olmanın ötesinde, iletişim kurma ve çevrelerindeki olayları anlama yeteneklerine sahip oldukları öne sürülüyor. Grover Cleveland Backster Jr., bu yeni düşüncenin öncüsü olarak kabul ediliyor. Backster, 1966 yılında yaptığı deneylerle bitkilerin ruh hali, korku ve diğer duygusal durumlara tepki verebildiklerini iddia etti.

YALAN MAKİNESİ VE BİTKİLER

Backster, bir yalan makinesi kullanarak bitkilerin hislerini anlamaya çalıştı. Yalan makinesinin ölçtüğü parametreler; nabız, terleme ve solunum hızıydı. Bu alette insanların duygusal durumları tespit edilebiliyorken, bitkilerin de bu değişiklikleri algılayabilmesi fikri Backster'ı heyecanlandırdı. Bunun üzerine bir bitkiye su verdikten sonra galvanometrenin tepkilerini izledi. Su verirken bitkinin gösterdiği tepki anında saniyenin çok kısa bir zaman diliminde değişim gösterdi, fakat daha sonra sıcak bir içecek ile deney yapmak istediğinde bitki hiçbir tepki vermedi. Fakat en dikkat çekici an, bitkinin yaprağını ateşe vererek gözlem yaptığında, galvanometredeki göstergenin tepe noktasına çıktığı andı. Backster bu durumu, bitkinin korku veya stres hissederek tepki verdiği şeklinde yorumladı.

BİTKİLERİN HAFIZASI VAR MI?

Backster, bir deney daha gerçekleştirerek bir odayı bitkilerle doldurdu ve bir botanikçi geldiğinde bitkilerin neden tepki vermediğini gözlemlemeye çalıştı. Botanikçi odadan ayrıldıktan yarım saat sonra bitkilerin tepkiler vermeye başladığını fark etti. Bu deneyim, bitkilerin çevrelerinden haberdar olmanın ötesinde belleğe sahip olabilecekleri düşüncesini doğurdu. Sonrasında Backster, bitkilere zararlı bir eylem gerçekleştirilmeden önce bitkilerin durumdan haberdar olup olmadığını anlamak için altı yardımcı ile farklı görevler tasarladı. Bir yardımcı bitkilerin kökünden bir tanesini kopardığında, bitkilerin anında tepki vermesi, onların duygusal bir bellekleri olduğunun bir başka işaretiydi.

BİTKİLERİN DUYULARI

Backster araştırmalarında bitkilerin çevrelerindeki hisleri algılama ve insan duygularına yanıt verme yeteneğine sahip olduklarını ortaya koydu. Bu teoriyi 'birincil algı' olarak adlandırarak geliştiren Backster, bitkilerin insan zihniyle kurdukları bu iletişimi bilim dünyasında tartışmalara sebep oldu. Çalışmaları bazı bilim insanları tarafından sorgulandı ve diğer araştırmacılar aynı yöntemleri izleyerek benzer sonuçlar elde edemediler.

Backster, bu keşfi ile bitki-insan iletişimini geliştirmeye yönelik çeşitli denemelerini yaşamı boyunca sürdürdü. Dönemin medya organları tarafından sıkça gündeme gelen Backster, bitkilere ait bilgileri ve deneyimlerini aktarmaya devam etti. Her ne kadar bilim dünyasındaki bazı eleştiriler, olgun bir açıklama talep etse de Backster, bitkilerin insan ruh hali üzerine etkilerini keşfetme yolunda kararlı bir adım attı ve bu araştırmaları yaşamı boyunca sürdürdü.