Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, mecliste muhalefetin desteğiyle gerçekleştirilen güven oylamasının ardından Başbakan Michel Barnier'nin istifasını kabul etti. Bu gelişme, ülkede siyasi karışıklıkların yeniden alevlenmesine neden oldu.

Dün, 574 milletvekilinin bulunduğu mecliste gerçekleşen güven oylamasında, 331 milletvekili Barnier'in hükümetine destek verirken, muhalefet tarafından önerilen gensoru önergesi kabul edildi. Hükümetin düşmesi için gereken 288 milletvekili sayısına ulaşılamadığı için Barnier'nin kabinesi geçici olarak görevine devam edecek.

Başbakan Barnier, Elysee Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Macron'a istifasını sunarken, bu durum Fransa'nın siyasi tarihindeki önemli bir dönüm noktası oldu. Ülke tarihinde, 1962'den bu yana ilk kez bir hükümet muhalefetin güvenoyunu alamayarak devrildi. Bu olay, Fransa'nın siyasi geleceğini tehdit ediyor ve birçok kişi yeni bir hükümetin nasıl şekilleneceğini merakla takip ediyor.

Barnier, 2 Aralık'ta, sağlık sigortası bütçesinin mecliste oylanmadan geçirilmesini sağlayan Anayasa'nın 49. maddesinin 3. fıkrasını devreye sokmuştu. Bu karar, hükümet içinde ciddi bir tepkiye neden olmuştu. Tepkiler özellikle Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakı ve aşırı sağcı gruplardan geldi. Bu gruplar, Barnier'nin hükümetine karşı gensoru önergesi sunarak, hükümetin düşmesini hızlandırmış oldu.

Cumhurbaşkanı Macron, yeni bir başbakan atamak için 24 saat içinde harekete geçeceğini açıkladı ve akşam saatlerinde halka seslenmesi bekleniyor. Macron'un yeni başbakanı kimin atanacağı ve nasıl bir politik yol izleyeceği, ülke genelinde tartışma konusu. Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı istediği kişiyi başbakan olarak atama yetkisine sahip, ancak siyasi geleneklere göre bu kişi genellikle seçimlerde en fazla oyu alan parti veya ittifaktan seçiliyor.

Macron'un, temmuz ayındaki seçimlerde en fazla oy alan solcu NFP ittifakını bir kenara bırakarak, Cumhuriyetçiler partisinden Barnier'i başbakan olarak ataması, siyasi dengeleri altüst etmişti. Şu anda, Fransa'nın siyasi arenasında belirsizlikler ve tartışmalar artarak sürüyor. Yeni bir hükümet, bu belirsizliği ortadan kaldırabilecek mi? Sorunun cevabı, gelecek günlerde netlik kazanacak.