İstanbul'da bu sabah saatlerinde iki ünlü gazeteci, Timur Soykan ve Murat Ağırel, gözaltına alındı. Polis ekipleri, her iki gazetecinin evinde arama yaptı ve çeşitli dijital ekipmanlarına el koydu.

Gözaltı kararı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında 'tehdit' ve 'şantaj' suçlamalarıyla verildi. Savcılık, suçun ciddiyeti nedeniyle gözaltı uygulamasının gerekli olduğunu belirtti.

Aramalarda, Soykan ve Ağırel’in bilgisayarları ve telefonları da incelendi. Gazetecilerin ifadeye çağrıldığı İstanbul Adliyesi’nin Çağlayan’daki binasına götürüldüğü öğrenildi.

Soykan ve Ağırel, yasadışı bahis soruşturması çerçevesinde tutuklanan Flash TV sahibi Erkan Kork’un şikayeti üzerine gözaltına alındılar.

Savcılıktan Açıklama Geldi!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı ve gözaltı işlemlerinin hukuki bir süreç olduğunu duyurdu. Açıklamada, "Gazetecilerimizin tehdit ve şantaj eylemleriyle ilgili somut delillere ulaşıldı" ifadeleri yer aldı.

Erkan Kork’un İfadesi Ortaya Çıktı!

Öte yandan, Erkan Kork’un ifadeleri de kamuoyuna yansıdı. Kork, "Beni karalamak için yapılan yayınlar, özellikle Flash TV'nin satın alınmasını engellemeye yönelikti. Bu nedenle şikayetçiyim" dedi.

Soykan'ın ve Ağırel'in program ortağı Şule Aydın, gözaltıyla ilgili bilgiyi sosyal medyada paylaştı ve duruma tepki gösterdi.

Tepkiler Çığ Gibi Büyüdü!

Bu olay, sosyal medyada ve çeşitli platformlarda büyük bir yankı uyandırdı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, "Gazetecilik suç değildir!" açıklaması yaparak iki gazetecinin serbest bırakılmasını talep etti.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, gözaltı işlemlerine karşı çıkarak, "Gerçekleri karartamayacaksınız! Gazetecileri serbest bırakın!" diye belirtti.

Öte yandan, Ekrem İmamoğlu da bu duruma tepki gösterdi. "Gazetecilerin tutuklanması, demokratik bir toplumda kabul edilemez!" ifadelerini kullandı.

Tüm bu gelişmeler, kamuoyunun dikkatini çekerken, gazetecilerin gözaltına alınmasının ardındaki büyük siyasi baskının ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Gesayoz dışı bu tür uygulamalar, birçok gazeteci ve medya çalışanını tedirgin ediyor.