Gündemde olan bu zor zamanların, ne yazık ki olumlu bir yüzü de var.

Bir kez daha tüm dünyaya tanıttık, gerçek yüzleri ortaya çıkmaya başladı.

Zihinleri bulanık olan genç çocukları, ekmek alacaklarını sanarak Saraçhane Meydanı'na sürüklenen bencil politikacıların nasıl bir kargaşa yarattığını gördük. Bu yüzsüzlükleri sihir gibi, acımasız bir şekilde ortaya serildi.

Bütün bu üzücü olaylar, birçok insanı birleştirdi ve bizleri düşündürdü.

Sonuçta, bu ülke ve halkla bir bağı kalmayan çevrelerin sahneye koyduğu bütün kötü emeller artık net bir şekilde açığa çıktı. Gazze'deki durumu görebilmek ve bu insanlık dramına duyarsız kalmamak büyük bir sorumluluk. Darbe girişimleri ve isyanları utanç verici bir şekilde meşrulaştıran bu çevrelerin, aslında sadece kendi çıkarlarını düşündüğü de gün gibi ortada.

Gazze'yi konuşmamak, bu acılara duyarsız kalmak ve gündemin başka konularla değişmesini istemeleri, tüm bunların altında yatan kirli bir planı gözler önüne seriyor. Biz ise bu duruma karşı çıkmakta kararlıyız. Gazze için, Filistin için daha fazla konuşmalı ve sesimizi yükseltmeliyiz.

Tam bu sırada, İsrail’in yeniden bombardımanlara başlaması, çocuk hastanelerinin hedef alınması ve bazı medya kuruluşlarının asılsız haberler yayması, bizim dikkatimizi başka yönlere kaydırmamıza neden olamaz.

Mısır'ın, yarım milyon Gazzeliyi kabul etmeye hazır olduğu yönündeki haberler, aslında yalanlansa bile, Sina Yarımadası'nda sosyal konutların inşa edilmesi gibi gelişmeler, dikkatle takip edilmesi gereken bir durum. Ortada büyük bir insanlık dramı varken, bu tür gelişmeler önemsizleşemez.

Boykot mu? Evet, hakkıyla ve şanıyla bir boykot var. Bu boykot, Gazze ve Filistin’i savunan bir boykot. Siyonist zulme karşı gerçekleştirilen bir direniş. Siyonist markaları boykot etmek, bu dönemde atılması gereken en önemli adımlardan biri. Başka bir boykot çağrısı yapanlar ya da toplumun gerçeklerini göremeyenler, ya siyonist yardakçısıdır ya da durumu anlayamayanlardır. Bunun üstüne başka bir şey eklenemez!

Unutmayın, her birimizin bu konuda bir sorumluluğu var ve bu sorumluluğu yerine getirmediğimiz sürece, Gazze’de yaşanan felaketler devam edecektir!