CHP'nin Cumhurbaşkanlığı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı İstanbul'da düzenlenen gösterilerde gözaltına alınan gençlerin durumu dikkat çekti. 28 Mart'ta İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 8 gençten 7’si tutuklanırken, 1 genç adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

GENÇLERDEN ŞAŞIRTAN SAVUNMA

Gençler, kendilerine yöneltilen 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve 'izinsiz gösteriye katılma' suçlamalarına cevap verdi. Beykent Üniversitesi'nde okuyan 19 yaşındaki bir genç, "Cumhurbaşkanına hakaret etmem söz konusu olamaz. Benim gündelik yaşamımda da böyle bir şey yok. Polislere taş atanları engellemeye çalıştım. Gece boyunca sadece 'Polise taş atan bizden değildir' şeklinde slogan attım" dedi.

Diğer gençler de benzer şekilde suçlamaları reddederek, sadece meraklarından bu gösterilere katıldıklarını belirtti. 22 yaşındaki bir öğrenci, "Cumhurbaşkanına kesinlikle hakaret etmedim. Böyle bir suçlamayı asla kabul etmiyorum" dedi. Başka bir genç ise, annesinin gösteriden ayrılmalarını istemesi üzerine alandan henüz bir şey olmadan ayrıldığını ifade etti.

AVUKATTAN ŞAŞIRTAN YANIT: "Babasının Erdoğan'la Resmi Var!"

24 yaşındaki genç için avukat, müvekkilinin babasının önemli bir firmada CEO olduğunu belirterek, "Müvekkilimizin babası, milli firkateyn üreten bir şirketin CEO'sudur ve bu nedenle tutuklanması düşünülemez. Ayrıca müvekkilin babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı da var. Bu durumda, müvekkilimden provokatör olmasını beklemek haksızlık. Zaten merakı nedeniyle bu gösteriye katılmıştır" dedi.

Marmara Üniversitesi öğrencisi bir genç, serbest bırakılmasını talep ederken, "Üzerime atılan tüm suçlamaları reddediyorum. Tek suçum, gençliğimle merak edip o alanda bulunmak" ifadelerini kullandı.

HUKUKİ SÜREÇ: Neden Tutuklandılar?

İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, bu gençlerin izinsiz gösteriye katıldıklarını, polisin uyarılarına rağmen dağılmadıklarını ve Cumhurbaşkanına hakaret içerikli sloganlar attıklarını belirterek tutuklanmalarını uygun buldu. Mahkeme, gençlerin kaçma ihtimallerinin olduğunu düşündüğünden tutuklama kararı verildiğini açıkladı.

Sadece bir genç, avukatının öne sürdüğü nedenlerle adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Hakime göre, bu durumda kaçma riski olmaması, tutuklama yerine adli kontrol uygulamasını gerektiriyordu.

Sonuç olarak, gençlerin durumu ülkedeki gençlerin siyasi katılımı ve ifade özgürlüğü hakkında tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Gençler, polisin uyarılarına rağmen sadece merakla orada bulunmuş olmanın pişmanlığını yaşarken, ifade özgürlüğü mücadelesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattılar.