İstanbul'da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde gözaltına alınan 19 genç, "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş" suçlamalarıyla hakim karşısına çıktı.

Gözaltına alınan gençlerden biri olan 18 yaşındaki bir öğrencinin avukatı, mahkemede ilginç bir savunma yaparak, "Müvekkil bir hafta önce Sayın Cumhurbaşkanımızın yemeğine katılmıştır" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, bu genç hakkında adli kontrolle tahliye kararı verdi.

ANKA Haber Ajansı'nın haberine göre, protestolarda gözaltına alınan 8 genç, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş" gibi suçlamalarla yargılandı. 24 yaşındaki bir genç de benzer bir savunma ile adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Bu öğrencinin avukatı, "Müvekkilimin babası, ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birinin CEO'sudur. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş bir fotoğrafı bulunmaktadır. O gün oraya yüz bin kişi gitmişti, ancak yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi" diyerek ekledi.

Daha önceki duruşmalarda, 19 gençten çoğunluğuna tutuklama kararı verildi, yalnızca 2 gencin tahliye işlemi gerçekleştirildi. 18 yaşındaki öğrenci, protesto amacıyla orada olmadığını, polislerden kaçmadığını belirtirken, avukatı, "Maske takmamıştır, eylemin içinde değildir ve hiçbir olaya karışmamıştır. Sabit bir ikametgahı vardır ve kaçağı yoktur" dedi.

Öne çıkan bu davada, gençlerin durumu kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok sosyal medya kullanıcısı, gençlerin serbest bırakılmasını ve adaletin tecelli etmesini talep etti. Özellikle mahkemelerin verdiği adli kontrol kararları, gençlerin öne sürdüğü argümanlarla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.

Bu davanın bir sembol haline gelmesi, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Gözaltına alınan ve serbest bırakılan gençlerin, hakları ve özgürlükleri için verdikleri mücadele, her geçen gün daha fazla destek buluyor. Yine de, birçok genç arkadaşları gibi hala tutuklu olanların durumu, toplumda adaletin yerini bulup bulmadığına dair soru işaretleri bırakıyor.

Protestoların ve hukuksal süreçlerin devam ettiği bu günlerde, gençlerin sesleri daha da yükselebilir.