NASA'nın Parker Güneş Keşif Aracı, 22 Mart’ta gerçekleştirdiği 23. yakın geçişinde, Güneş’e bugüne kadarki en yakın ikinci geçişini tamamladı. Bu tarihi olay, uzay bilimi açısından önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor çünkü Parker, Güneş'e sadece 6,1 milyon kilometre mesafeye kadar yaklaşarak yeni bir rekor kırdı. Bu süreçte, Güneş'in dış atmosferi olan taç küre (korona) hakkında kritik veriler topladı.

Geçiş sırasında Parker, saatte 692.000 kilometre (430.000 mil/saat) hızla hareket etti. Bu hız, keşif aracının Aralık 2024'te gerçekleştireceği bir sonraki geçişinde ulaşmayı hedeflediği hızla aynı. Araç, tüm bilimsel cihazları aktifken Güneş’in taç küresinden veri topladı.

Uzay aracı, geçiş esnasında planlandığı gibi otonom olarak çalıştı ve sonrasında yapılan iletişimle sistemlerinin normal şekilde çalıştığı doğrulandı. Toplanan verilerin 25 Mart Salı günü Dünya'ya iletilmesi bekleniyor.

Güneş Rüzgarı ve Uzay Havası Daha Yakından İnceleniyor!

Parker keşif aracının bu geçişi, Güneş rüzgarı ve taç küredeki faaliyetlere dair daha önceden elde edilemeyen ölçümlerin yapılmasını sağlıyor. Aralık ayında gerçekleştirilen yakın geçişin verileri de hâlâ incelenmekte. Güneş rüzgarlarının ve uzay havasının etkileri, yeryüzündeki teknolojik sistemler üzerinde büyük önem taşıyor.

Parker Keşif Aracı Hakkında Bilgiler

NASA tarafından 2018 yılında uzaya fırlatılan Parker Güneş Keşif Aracı, Güneş'e en çok yaklaşan ve taç küreye giren ilk insan yapımı araç olma özelliğini taşıyor. Görev süresi boyunca birçok kez Güneş'e yakın geçişler yapacak araç, Güneş rüzgarı, uzay havası ve Güneş'in davranışlarıyla ilgili gizemleri aydınlatmayı amaçlıyor.

Araç, aşırı sıcaklıklar ve radyasyona karşı özel bir ısı kalkanıyla korunuyor. Bu görevlerin, Dünya'daki uydular, astronotlar ve enerji şebekeleri üzerinde etkili olan uzay havasının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlaması bekleniyor. Ayrıca, elde edilen veriler, güneş etkinliklerinin iklim değişikliği üzerindeki olası etkilerini de anlamamıza yardımcı olabilir.

Uzay keşiflerinin, bilim dünyasında yarattığı heyecan ve belirsizlikler, insanlığın evrene dair bilgilerini zenginleştirmeye devam ediyor.