Türkiye'nin Suriye'deki durumu hakkında önemli açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de PKK/YPG'nin varlığını ortadan kaldırmanın artık an meselesi olduğunu belirtti. Fidan, bu yorumunu, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile yaptığı ortak basın toplantısında yaptı.

Fidan, Suriye'nin istikrara kavuşmasının şart olduğunu vurgularken, uluslararası işbirliğinin önemine değindi. "Yeni yönetimin desteklenmesi zorunlu. Özellikle sahada kalıcı istikrar sağlanmalı," diyen Fidan, PKK/YPG'nin istikrarsızlık yaratma çabalarına karşı durmak gerektiğini ifade etti.

DEAŞ tehdidinin hala devam ettiğini belirten Fidan, "DEAŞ'ın Suriye'deki yeni durumdan nasıl faydalanabileceği konusunu askeri ve istihbari yetkililerimizle masaya yatırdık," dedi. Ayrıca, PKK ile mücadeledeki kararlılıklarını yineleyerek, Suriye'de PKK'nın varlığının son bulması için gerekli adımların atılacağını ifade etti.

Safadi, iki ülkenin Suriye konusunda benzer tutumlar sergilediğini belirterek, Suriye’nin egemenliği ve bağımsızlığına olan bağlılıklarını vurguladı. "Suriye’de kaos çıkmasının bizim için hiçbir faydası yok, bu durum bizim güvenliğimizi de tehdit eder," şeklinde konuştu.

Hakan Fidan, basın toplantısında ele aldığı konularda, PKK'nın Suriye'deki pozisyonunun kabul edilemez olduğunun altını çizerek, "Bu sorunu çözmek, genel güvenliği sağlamak adına hayati önem taşıyor," ifadelerini kullandı.

Özellikle Batılı ülkeleri eleştirerek, YPG'ye sağlanan desteğin DEAŞ ile mücadele vaatleriyle örtüştüğünü ancak yoğun bir şekilde PKK’nın desteklenmesine neden olduğunu söyledi. Bu durumun, hem Suriye’nin hem de bölgenin istikrarını tehdit ettiğini belirtti.

Fidan, "Amerikalıların ve bazı Avrupalı ülkelerin burada oynamaya çalıştıkları iki yüzlü rolü herkes görmeli, Suriye halkının çıkarları doğrultusunda bir çözüm üretilmelidir," dedi. Ayrıca, PKK'nın Suriyeli Kürtlere karşı kullandığı yöntemlerin kabul edilemez olduğunu belirtti.

Bölgedeki gelişmelerin dikkatli bir şekilde takip edildiğini vurgulayan Fidan, tüm bu dinamiklerin Suriye'nin geleceğinde belirleyici olacağını kaydetti.

Son olarak, uluslararası toplumun Suriye'deki durumuna duyarsız kalmaması gerektiğinin ve Türkiye'nin bu süreçte etkin bir rol oynamaya devam edeceğinin altını çizdi. Bu yaklaşımın, yalnızca Türkiye için değil, Suriye ve bölge halkları için de hayati öneme sahip olduğunu belirtti.