Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli El Hades kanalında yaptığı açıklamalarda dikkat çeken ifadelere yer verdi. Fidan, Biden yönetiminin Türkiye’ye gönderdiği Başkan Yardımcısı'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Esad’ın gitmesini istemediklerini ilettiğini ancak bunun gerçek bir görüş olmadığını, asıl olarak İsrail'in duruşunu yansıttığını vurguladı.

Fidan, Suriye’de son 13 yılda 1 milyona yakın insanın yaşamını yitirdiğini ve milyonlarca insanın ülkeyi terk ettiğini hatırlatarak, Suriye'deki insani durumun göz ardı edilemeyecek bir tehlike olduğunu belirtti. Bu durum, uluslararası ilişkilerdeki çelişkili politikaları gündeme getirmektedir.

Özellikle 2013 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan'ın Beyaz Saray'da yaptığı görüşme, Suriye politikalarının değiştiği kritik bir dönem olarak kaydedildi. Bu görüşmeden sonra ABD'nin Suriye'ye yönelik tutumu ve Esad rejimine yaklaşımı değişim göstermiştir.

Fidan ayrıca, Washington’un zamanla Esad'a karşı tutumunu yumuşattığını; bu süreçte ABD medyasında Erdoğan ile Esad’ın aynı ölçekte değerlendirildiği haberlerin çıktığını da vurguladı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine kadar devam eden olaylar, bu değişimlerin sonuçları açısından önemli bir dönüm noktası oldu.

Suriye’deki krizin ardından, ABD’nin uyguladığı politika neticesinde, PKK/YPG gibi unsurların Suriye’de güçlenmesi, Türkiye için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturdu. Bu durum, Türkiye'nin Rusya ve İran ile iş birliğine yönelmesine sebep oldu.

Hakan Fidan’ın açıklamaları, pek çok gözlemci tarafından dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendirildi. Dış politikada yaşanan bu değişimlerin arka planında, bölgedeki güç dinamiklerinin ve jeopolitik stratejilerin rolü büyük. Fidan, bu noktada Türkiye’nin Suriye’deki hareket alanını daraltma çabalarının altını çizdi.

Sonuç olarak, Suriye’deki iç savaşın bir çıkmaza girdiği ve Esad rejiminin kalmasının, bölgedeki istikrar için tehdit oluşturduğu iddiaları, kanlı bir savaşın bedelini ödeyen halk için endişe verici bir tabloyu gözler önüne seriyor. Türkiye’nin bölgede nasıl bir strateji izleyeceği ise büyük merak konusu.