Dünya

Hangi Dünyada Yaşıyoruz?

2024-10-07

Yazar: Mehmet

Hangi Dünyada Yaşıyoruz?

Bazen düşünmek zorundayız; bu soruyu aklımızda çevirip durmalıyız.

Mesela, Netanyahu gibi birine 2021 Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu, adalet ve insan hakları adına çok düşündürücü bir durum. Arap ülkeleriyle barış girişimlerine öncülük ettiği gerekçesiyle BAE Veliaht Prensi Al Nahyan ile aday gösterilen Netanyahu, yarın Ortadoğu'da barış anlaşmasının müjdelerini verecek olursa, muhtemelen yine Nobel Ödülü'ne aday gösterilebilir. Bu durumu kabullenmek gerçekten zor.

2024 Nobel Barış Ödülü yarın açıklanacak ve yine bazı "merkez" ülkelerin dillerinden bal akacak. Bu ödül, bazen hak edilen bir aktiviste, bazen de Obama gibi bir devlet başkanına veriliyor; yine böyle bir durumla karşılaşacağımız kesin.

Obama’nın 2009 yılında Nobel Barış Ödülü’nü kazandığını hatırlıyor musunuz? O zaman birçok kişi bu ödülün neden verildiğini sorgulamıştı. Yıllar geçtikçe, bu ödülün anlamı ve önemi daha da sorgulanabilir hale geldi. Nobel Enstitüsü’nün eski direktörü Geir Lundestad, ödülün verilmesinin ardından pişman olduklarını açıkladığında da bunu hissettik.

Son yıllarda bu ödülün prestiji iyice azaldı. Ödül alanların isimleri çok geçmeden unutuluyor. Çünkü geleneksel medyada çıkan birkaç haber kitlesel zihin mühendisliğinin etkisi açısından artık pek bir değer taşımıyor. Çağımızın hızlı değişen gündemi ve dijital teknolojilerin açtığı dikkat dağınıklığı, küresel elitlerin istediği bir tür sersemlik halini daha da artırıyor.

Tam bu satırları yazarken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın yaptığı bir açıklamayı öğrendim. Blinken, “Bir Yahudi olarak burada bulunuyorum” diyerek İsrail’e barış önerisiyle tekrar gitmiş. Geçen gün de İsrail'in saldırdığı Lübnan'a 157 milyon dolarlık insani yardım sağlayacaklarını açıkladılar. Bu durumda, barış ödülünün kime verileceğini bilemiyoruz; belki de o ödül bu tür ikiyüzlü politikalar yürütenlere verilmeli!

Dünyamızda barışın ne kadar gerçekçi olduğu, ödüllerin ardındaki niyetler, bizi düşündürmeye devam ediyor. Unutmamalıyız ki, her kulağa hoş gelen politik yaşam, arka planda birçok sıkıntıyı barındırıyor. Sonuçta, hangi düzende yaşadığımızı sorgulamak zorundayız!