Eğlence

Herkes ona ‘yuva yıkan kadın’ derken, Kraliçe Camilla'nın gözyaşları... 'Büyük aşkın güneşi yakın zamanda batacak'

2024-11-15

Yazar: Elif

Haberin Detayları: Hepimiz Camilla Parker Bowles'u 'yuva yıkan kadın' olarak tanıyoruz. Ancak o, hayatının büyük bir kısmını Galler Prensi Charles'a âşık olarak geçirdi. Charles, o zamanlar başka biriyle evliydi ve Diana ile olan ilişkisi, dünya çapında büyük bir ilgiyle izlendi. İkisi de başka kişilerle evlendi, ama her zaman içten içe birbirlerine duydukları hislerden vazgeçemediler.

Kral Charles ve Kraliçe Camilla, 11 günlük Avustralya ve Samoa turunu tamamladıktan sonra İngiltere'ye döndüler. Ancak bu periyotta yaşanan acı gerçekler onları derinden etkiledi.

Camilla, yaşamı boyunca elde etmek istediği otoritesi, Kral Charles'ın yanında olmayı tercih ederek bekledi. yıllarca süren bu aşk üçgeni, iki çocuğu ve beş torunu olan Camilla'nın alacağı sert tepkilere rağmen asla sönmedi. Diana’nın 1996’daki boşanmasının ardından, 1997’deki trajik ölümüyle birlikte, Camilla’nın sadakati daha da ortaya çıktı.

Son zamanlarda Kral Charles sağlık sorunları ile boğuşuyor. Kanser tedavisi gören Charles, kraliyet görevlerini devam ettiriyor. Ancak doktorlar, bazı görevlerin artık Kraliçe Camilla'nın eline geçeceği konusunda hemfikir.

Charles’ın annesi Kraliçe Elizabeth’in ölümünden sonra tahta çıkması, Camilla için her şeyin birden bire gerçekleşmesini sağladı. Ancak Kraliçe unvanına kavuşmuş olsa da, kalbinde taşıdığı acı, onu sık sık gözyaşlarına boğuyor.

'BÜYÜK AŞKIN GÜNEŞİ YAKINDA BATACAK'

Kral Charles'ın kanser tedavisinin gidişatı ve Kraliçe Camilla’nın bu süreçte hissettiği kaygılar, çiftin birlikte çıktıkları tur sırasında açığa çıktı. Kaynaklar, Camilla'nın hayatının büyük aşkı Charles'ın ömrünün sonuna yaklaştığını düşündüğünde ciddi şekilde etkilendiğini ifade etti.

Yıllarca “yuva yıkan kadın” olarak damgalanan Camilla, her şeye rağmen Charles için hislerini canlı tutmaya çalıştı. Evlenirken Diana’nın hatırasına ihanet etmemek için Galler Prensesi unvanını almaktan vazgeçti. Hatta, taç giyerken gösterişli mücevherler yerine doğal malzemelerle yapılan bir taç tercih etti.

77 yaşındaki Camilla, geleneksel bir veda töreninde gözyaşlarına hakim olamazken, bu durum yine herkesin dikkatini çekti. Kocasının sağlık durumu için duyduğu endişe, Camilla'nın gözyaşlarına yansıyor.

'ONUN OLMADAN YAŞAMAYI NASIL DAYANACAK'

Kaynaklar, Camilla’nın Charles olmadan kraliyet hayatını nasıl sürdüreceği konusunda büyük bir stres içinde olduğunu belirtiyor. Camilla, her geçen gün Charles'ın öleceği korkusu ile yüzleşmek durumunda kalıyor ve bu durum, onun ruh halini ciddi şekilde etkiliyor.

İngiltere'de dolaşan söylentilere göre, Kral Charles’ın kanser durumu gizleniyor ve ne yazık ki zamanın daraldığı söyleniyor. Gezi sırasında Charles’ın görünümündeki kırılganlık, endişeleri daha da artırdı.

YANINDA DOKTORLARLA GEZDİ

Charles bu gezi esnasında kemoterapinin yan etkilerinden mustarip olduğu açıkça belli oldu. Vücut belirtilerinin yanı sıra, çeşitli sağlık sorunları yaşadığı biliniyor. Hatta kraliyet doktorlarının tur boyunca Charles’ı yakından izlemek için yanında oldukları iddiaları gündeme geldi.

Bu arada, Charles’ın penceresinin önünde bekleyen kralın bazı acil durumlar için hazırlıklı olması adına yanında bir miktar kan bulundurulması gibi haberler medyada yer aldı.

Camilla, Charles ile olan çok özel bağını korumak için büyük çaba sarfederken, içten içe bir kaybın getireceği duygusal yıkım düşüncesiyle boğuşuyor.

KANSAER DİAGNOSTİĞİ ŞÜPHELİ

Şubat ayında prostat büyümesi nedeniyle yapılan ameliyat sonrası başka bir kanser türü teşhisi konmuştu. Saray, Kral’ın prostat kanseri olmadığını belirtmesine rağmen konunun fazla gizli tutulması dikkat çekici. Charles’ın doktorları, kendisine çok fazla çalışmaması ve yeterince dinlenmesi gerektiğini söylemiş olsalar da, bu rahatlama sürecini kendi üzerine alma isteği engelliyor.

CAMILLA VE OĞLU GÖREVİ ÜSTLENİRKEN...

Saraydan gelen söylentilere göre, Charles son dönemlerde hastalıklarından dolayı kendisini çok zorlayarak çalıştığı ve Camilla ile oğlu William’ın kraliyet işlerini yürütmek zorunda kalmalarının onu rahatsız ettiği belirtiliyor. Bu durum, zorlu bir süreç içinde yaşanan kaygılar ve belirsizlikler silsilesinin bir parçası olarak öne çıkıyor.