ABD merkezli The Washington Post'un haberine göre, Hizbullah'a ait binlerce iletişim cihazının iki gün üst üste eş zamanlı olarak patlatılmasıyla ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı. İsrail'in istihbarat servisi Mossad, bu cihazların üzerine yerleştirilen bubi tuzaklı patlayıcıları tetiklemek için Hizbullah militanlarının her iki ellerini kullanmalarını zorunlu kılacak bir şifreleme kuralı geliştirdi. Bu plan sayesinde militanların iki ellerini de kaybetmeleri ve böylelikle "savaşa devam edemez hale" gelmeleri hedeflendi. O günlerde, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesiyle ilgili tartışmalar da yaşanıyordu.

Hizbullah, iki yıl önce Tayvan menşeli Apollo markalı AR924 model iletişim cihazlarından 5 bin adet satın aldı. Bu cihazlar, dayanıklı yapıları sayesinde savaş koşullarına da dayanabiliyordu. Gelişmiş bataryaları sayesinde uzun süre şarj gerektirmeden kullanılabilirken, aynı zamanda İsrail istihbaratının takibinden de kaçmak için tasarlanmıştı. Ancak hiç kimse, bu cihazların ardında gizli bir tehlikenin olduğunu düşünmemişti.

Olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra, Mossad'ın 17 Eylül'de cihazları uzaktan tetiklemesi sonucu, 3 bin Hizbullah subayı ve üyesinin ya öldüğü ya da yaralandığı bildirildi. Bu eylemin uluslararası istihbarat tarihindeki en yaratıcı ve başarılı operasyonlardan biri olduğu belirtildi.

Cihazların içindeki patlayıcılar, kullanıcının şifreyi çözmek için iki elini de kullanmasını zorunlu kılacak şekilde monte edilmişti. Operasyonun arka planında, son yıllarda Hizbullah'ın silah kapasitesinin artması ve yeni tehditlerin ortaya çıkması gibi faktörler etkili oldu.

Mossad, bu cihazların bir 'iletişim Truva atı' şeklinde Hizbullah'a satılması fikrini yıllar içinde geliştirmişti. 2015 yılında ilk adımlar atıldı ve bu süreçte Hizbullah'ın her zaman da dışarıdan mükemmel bir şekilde gözlemlenmesi sağlandı.

Başbakan Netanyahu operasyonun maksimum hasar verebileceği bir zaman diliminde tetiklenmesini onaylarken, bu durum birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Hizbullah lideri Nasrallah'ın hedef alınması ihtimali gündemdeyken, cihazların patlatılması büyük bir operasyonun parçası olarak planlandı.

Sonuç olarak, 17 Eylül'de binlerce cihaz eş zamanlı olarak patladı ve bu patlamalar kullanıcıların hayatını kaybetmesine veya ciddi şekilde yaralanmasına neden oldu. Bu operasyondaki gizemli unsurlar ve detaylar, uluslararası gündemde geniş yankı buldu.