İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) yaşanan son gelişmeler, AKP yönetimi dönemine ait bazı yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını yeniden gündeme getirdi. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından, bu konudaki tartışmalar alevlendi.

BirGün gazetesinin haberine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı'na tahsis edilen Audi marka lüks araç, İBB'nin geçmişteki uygulamalarıyla ilişkilendirildi. İBB, bu aracı 1,5 milyon TL'ye satın almış olmasına rağmen güncel piyasa değeri 17,6 milyon TL civarında. Audi A8 Long model araç, İBB yönetimi tarafından İstanbul İl Müftülüğü’ne tahsis edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da İstanbul ziyaretlerinde bu aracı kullandığı belirtiliyor.

Bunun yanı sıra, Ali Erbaş’ın Ankara içerisindeki gezilerinde bu aracın sıkça kullanıldığı ve lüks araçla ilgili tartışmaların da bu sebeple alevlendiği ifade ediliyor. İBB yönetimi, 31 Mart 2019'da AKP'den CHP'ye geçti. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul seçimlerini iptal etmesine rağmen, Haziran 2019’da yapılan yeniden seçimlerde CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu, ikinci kez birinci olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu.

Eski İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın talimatıyla, İBB'ye ait araçların iade edilmesi istendi. Yerlikaya, dönemin İstanbul Müftüsü Mehmet Emin Maşalı’yı arayarak, belediyeye ait araçların geri verilmesi gerektiğini belirtti. Bu gelişmeler sonrasında Müftülük, Ali Erbaş’a Audi’nin İstanbul'a geri gönderilmesi gerektiğini iletti ve Erbaş da bu talebe olumlu yanıt verdi.

Diyanet yetkilileri ise, söz konusu Audi aracın sadece havalimanı gidiş-gelişleri için kullanıldığını ve kendilerinin makam aracı olarak Mercedes kullandığını açıklamıştı. Ancak bu açıklamalar, kamuoyunda konuya dair şüpheleri gidermekte pek ikna edici bulunmadı.

Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki bu lüks araç tahsisi olayı, birçok soru işaretini beraberinde getiriyor ve Türkiye'deki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını tekrar gündeme taşıyor. İBB yönetimi ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki bu kriz, kamuoyunda büyük bir tartışma yaratırken, çok sayıda kişi bu durumun şeffaflık eksikliği gözler önüne serdiğini savunuyor.