Son yıllarda yapılan araştırmalar, iklim değişikliğinin migren ataklarını nasıl tetiklediğine dair çarpıcı veriler sunuyor. Dr. Yüksel Dede, uluslararası Headache Dergisi'nde yayımlanan bir makaleye dikkat çekerek, son 20 yılda migren hastalarının yaşam kalitesinin ciddi şekilde düştüğünü belirtiyor. ABD'de yapılan 11 ayrı çalışmanın analizi, migrenin yaygınlığının sabit kaldığını, ancak etkilerinin 2004 yılından bu yana giderek daha kötüleştiğini ortaya koydu.

Kötü hava kalitesinin baş ağrısı ile ilişkisi de dikkat çekiyor. Dr. Dede, hava değişikliklerinin ve aşırı hava olaylarının migren ataklarının sıklığını ve şiddetini arttırdığını vurguladı. Parlak gün ışığı, yüksek nem oranı ve aniden değişen sıcaklıkların migreni tetiklediği biliniyor. Özellikle orman yangınları gibi çevresel sorunlar hava kalitesini bozarak migren hastalarını olumsuz etkiliyor.

Migren hastalarının günlük yaşamları üzerinde de yıkıcı etkiler yaratılıyor. İşteki devamsızlıklar, okul hayatında zorluklar ve sosyal aktivitelerde isteksizlik gibi sorunlarla karşılaşmaları yaygın hale geliyor. Dr. Dede, migren hastalarının bu tür olumsuz hava koşullarında nasıl önlemler alabileceklerini de açıkladı. Hava durumu takibi, aşırı sıcak ve nemden kaçınmak gibi önlemler ciddi anlamda yardımcı olabilir. Ayrıca, su alımına dikkat etmek ve hava kirliliğinin arttığı dönemlerde dışarıda bulunmaktan kaçınmak da önerilen önlemler arasında.

''Haftalık programlarını planlarken, hava koşullarını göz önünde bulundurmak hastaların migren ataklarını azaltmalarına yardımcı olabilir'' diyen Dr. Dede, migrenin karmaşık doğasına dikkat çekiyor ve her migren hastasının kendine özel tetikleyici faktörlerini belirlemesi gerektiğini vurguluyor.

Sonuç olarak, iklim değişikliği sadece çevresel bir sorun değil, bireylerin yaşam kalitesini de doğrudan etkilemektedir! Unutulmamalıdır ki, bilinçli önlemlerle bu etkileri en aza indirmek mümkün!