Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmanın MASAK raporunu ele alarak eski FETÖ tutuklusu Erkan Karaarslan ile görüştü. Karaarslan, cezaevisinde bulunduğu süre boyunca iki kez "İmamoğlu aleyhinde ifade ver, serbest kal" şeklinde teklif almış olduğunu öne sürdü. Ancak bu teklifler karşısında "Raporda bahsedilen sözleşmelerden bir lira bile kazanmadım. Zira CHP'li belediyeler tüm sözleşmeleri feshetmişti" ifadelerini kullandı.

Barış Pehlivan, Karaarslan ile gerçekleştirdiği röportajdan bazı detayları aktardı. Bu röportajda, Erkan Karaarslan'ın bir dönem FETÖ'ye finans sağlamakla suçlandığı ve birçok devlet kurumuna danışmanlık yaptığı belirtildi. Kamuoyunda 'FETÖ'nün belediyeler imamı' olarak tanınan Karaarslan hakkında, 2019 yerel seçimlerine doğru yapılan araştırmalarda 'belediyeler imamı olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığı' ifade edildi.

Bu dönemde Karaarslan'ı cezaevinde ziyaret edenlerin arasında 'gazeteci' olarak kendini tanıtan Serhan Seyhan vardı. Seyhan, sahte üniversite diploması ile belediye ihalelerine katılan bir isim olarak da dikkat çekiyordu. İddialara göre Seyhan, Karaarslan'ın serbest kalmasını sağlamak için ifadelere ihtiyaç duyulduğunu ileri sürdü. Ancak Karaarslan, CHP'li belediye başkanları hakkında olumsuz ifade vermeyi reddetti.

Bu ahlaksız teklifler bununla da kalmadı. 16 Mart 2019 tarihinde, yani yerel seçimlere sadece iki hafta kala, Karaarslan’ın avukatının gizli bir toplantıya katıldığı iddia edildi. Toplantıya katılanlar arasında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin de olduğu öne sürüldü.

Karaarslan’a, ekrem İmamoğlu ve Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere birçok CHP'li belediye başkanının usulsüzlükleri ve yolsuzlukları hakkında ifade vermesi karşılığında tahliye, ilk duruşmada beraat gibi vaatler edildi. Ancak bu teklifin reddedilmesi durumunda Karaarslan'ın ömür boyu cezaevinde kalacağı tehdidi ile karşılaştı.

Bu durum, FETÖ ile ilişkisi nedeniyle yargılanan bir tutukluya, devlet yönetimindeki bir AKP’li bakan tarafından yapılan bir teklif olarak kayıtlara geçti. Bakan Pakdemirli, konuyla ilgili olarak sessizliğini korumayı tercih etti. Ciddi bir siyasi skandala dönüşme potansiyeli taşıyan bu olay, Türkiye'nin gündeminde uzun süre tartışılacak gibi görünüyor.