Ülke

İmamoğlu'nun Tutukluluğuna İtiraz: İktidarın En Güçlü Adayının 'Kaçacağı' Tespiti Üzüntü Verici

2025-04-07

Yazar: Zeynep

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yapılan 'terör' ve 'yolsuzluk' operasyonlarının ardından 23 Mart'ta tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın "turpun büyüğü heybede" açıklamasına atıf yapılarak, "Tutuklama gerekçeleri içinde, Ekrem İmamoğlu'nun 'kaçacağı ve saklanacağı' tespitidir. Bahsedilen kişi, İstanbul'da yaşayan on altı milyon insanı temsil eden ve yapılacak ilk seçimde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'nın en güçlü adayıdır. Bu tespit, soruşturmanın hukuk normlarına uygun olarak değil, siyasi saiklerle yürütüldüğüne dair beyanlarımızı tek başına kanıtlar niteliktedir" denildi.

İmamoğlu'nun avukatları Fikret İlkiz, Mehmet Pehilvan, Tora Pekin ve Hasan Fehmi Demir, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğine itiraz dilekçesi sundu. Dilekçede, CHP'nin 15,5 milyon oy kullandığı ön seçim vurgulanarak, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu belirtildi.

Dilekçede, "Somut olguların ortaya koyduğuna göre, onlarca milyon insanın da farkında olduğu gibi, başından sonuna kadar hukuken yasak usullerle yürütülen soruşturma neticesinde tutuklanmasına karar verilen Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun kaldırılmasını talep ediyoruz" ifadeleri yer aldı.

İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan sürecin "emsali görülmemiş büyüklük ve yaygınlıkta kitlesel tepkilere yol açtığı" belirtildi. "Rencide edilmiş adalet duygusunun harekete geçirdiği kitleler, bu hukuksuz sürecin seçim ve seçilme hakkı başta olmak üzere, anayasal hakların özüne yönelik bir girişim olduğunun farkındadırlar" denildi.

Avukatların açıklamasında, "Soruşturmanın arka planda politik etkilerle yürütüldüğü ve kamuoyu tarafından kolayca fark edildiği, yapılan bu durumun hukuki bir temeli olmadığını" belirterek, "Soruşturma sürecinde adeta bir güdümlü medya oluşturarak, Ekrem İmamoğlu'na karşı asılsız suçlamalarla halkın gözünde itibarını sarsmaya yönelik girişimlerde bulunulmuştur" şeklinde vurgular yapıldı.

Dilekçede, gözaltı süreci esnasında yaşanan müdahale ve sansürler detaylı bir şekilde anlatıldı. Gözaltına alınmadan önce çeşitli medya organlarının tutuklama öncesinde İmamoğlu aleyhinde haberler yaparak kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı ifade edildi.

İmamoğlu'nun tutuklanmasının gerekçeleri arasında masak raporlarının sunulması ve bu raporların hazırlık sürecinde yaşanan hukuka aykırılıklar olduğu belirtilerek, bu raporların zamanlamasının da dikkate alınması gerektiği ifade edildi. Masak raporlarının gözaltına alınmadan oldukça önce hazırlandığıda vurgulandı.

Bütün bu gelişmeler, yalnızca İmamoğlu'na değil, Türkiye'deki demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğüne ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İmamoğlu'nun tutukluluğuna itiraz edilmesi, sadece bireysel bir davanın ötesinde, tüm muhalefet için bir dayanışma ve hukuk mücadelesidir. Türkiye'deki adalet arayışının geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir.