Sağlık

‘İmmünoterapi hayatımı kurtardı’: Araştırmalar diğer hastaların şansını artırabilir mi?

2024-10-06

4 saat önce

İlerlemiş melanom cilt kanseri teşhisi konulan avukat Alex Green, immünoterapi olmasaydı 2019'da kesin ölmüş olacağını ifade ediyor. Bu tedavi sayesinde kanserini durdurmayı başardı.

İmmünoterapi, vücudun kendi bağışıklık sistemini devreye sokarak hastalıkla savaşmayı sağlayan devrim niteliğinde bir tedavi seçeneğidir. Ancak ne yazık ki, bu tedaviden fayda göremeyen pek çok kanser hastası bulunuyor.

Birçok hasta, tedavi sırasında önemli yan etkilerle, örneğin bağırsak, deri veya akciğerlerde iltihaplanma gibi durumlarla karşı karşıya kalıyor.

İngiltere’de başlatılan milyonlarca sterlinlik yeni bir araştırma programı, hastaların en az yarısının immünoterapiden neden yararlanamadığını veya bu tedaviyle ortaya çıkan yan etkilerden nasıl etkilendiğini anlamayı amaçlıyor.

42 yaşındaki Alex, ilk olarak 2012 yılında melanom teşhisi aldığında yapılan ameliyatla tedavi edilmiştir. Ancak üç yıl sonra hastalığı lenf bezlerine sıçramıştır. Bu süre zarfında birçok ameliyat geçiren Alex’in kanserinin geri dönmesi üzerine immünoterapi tedavi yöntemi önerilmiştir. Bu durumu “Hayatımı kurtaran bir tedavi,” şeklinde yorumluyor.

Alex, “Bu tedavi olmasaydı 2019'da ölmeme kesin gözüyle bakılıyordu. O dönem 4 ve 7 yaşında olan iki çocuğumu geride bırakacaktım,” diyor.

İmmünoterapinin uygulanmasından sonra 8. yılını tamamlayan Alex, şu an normal ve aktif bir yaşam sürüyor. Ancak tedavi sürecinin kolay olmadığının altını çizmektedir.

Alex, “Tedavinin sonuçları şaşırtıcı olsa da, bazı zorluklar ve ciddi yan etkiler yaşadım. Bu yan etkiler nedeniyle iki hafta boyunca hastanede kaldım,” şeklinde konuşuyor.

Araştırma projesi, İngiltere’nin dört bir yanındaki 16 akademik kurum ile Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) ve sağlık kurulunun iş birliği ile yürütülüyor. Ayrıca 12 biyobilim ve teknoloji şirketi de projeye dahil edilmiştir.

Araştırmanın odak noktalarından biri, doktorlara bir hastanın belirli bir tedaviden yarar görüp görmeyeceğini gösterebilen biyobelirteçlerin eksikliğidir. Bu biyobelirteçlerin tanımlanmasıyla, immünoterapiden en çok fayda sağlaması muhtemel hastalar seçilebilecek ve yeni tedavi yöntemlerinin önü açılabilecektir.

Proje, meme, mesane, böbrek ve cilt kanseri tedavilerini tamamlamış 3000 hastayı ve tedaviye başlayacak 3000 hastayı kapsayacak. Araştırmalar ilerledikçe diğer kanser türleri için de eklenmeler yapılabilecektir.

Royal Marsden Hastanesi’nden kanser uzmanı Profesör Samra Turajlic, Londra’daki Francis Crick Enstitüsü’nde projeye liderlik edecektir.

Prof. Turajlic, son yıllarda immünoterapinin kullanılmasıyla kanser tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirtmektedir. “Ancak tedavi başarısızlığı ve yan etkiler nedeniyle hala birçok hastaya yetersiz hizmet veriyoruz.”

“Bu ölçekteki araştırmalar, bizi klinikte daha iyi testlere bir adım daha yaklaştırırken, aynı zamanda kanser immünolojisi ve yeni tedavilerle ilgili daha fazla keşif yapılmasına olanak tanıyabilir.”

Ayrıca, 2024 yılı itibarıyla immünoterapinin daha gelişmiş tekniklerle uygulanması beklenmekte ve bu durum kanser tedavisinde yeni umutlar yaratmaktadır. Uzmanlar, bu tedavi yönteminin etkinliğinin artırılması için daha fazla araştırmanın şart olduğunu vurguluyor.