İngiliz milletvekilleri, Dışişleri Bakanı David Lammy'ye gönderdiği mektupta, 16 yıldır Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) tutuklu bulunan İngiliz vatandaşı Ryan Cornelius'un serbest bırakılması için Emirlik yetkililerine yaptırım uygulanmasını talep etti.

70 yaşındaki Cornelius, 2011 yılında Dubai İslam Bankası'nı dolandırmak suçlamasıyla bir grup yabancı ile birlikte mahkum edilmişti. Ancak 2018'de cezasının sona ermesine kısa bir süre kala, bankanın başvurusu üzerine mahkeme 20 yıl daha hapis cezası verdi. Bu durumu kınıyan Birleşmiş Milletler Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, Cornelius’un tutukluluğunu uluslararası hukuka aykırı buldu.

Öne çıkan isimlerin yer aldığı mektupta, Sir Iain Duncan Smith ve Baroness Helena Kennedy gibi liderlerin de imzası bulunuyor. Milletvekilleri, Cornelius’un tutukluluğundan sorumlu yetkililere Magnitsky yaptırımlarının uygulanmasını çağrısında bulundu. Magnitsky yaptırımları, insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukla ilişkili bireylere yaptırım uygulanmasını içermektedir. Eğer bu yaptırımlar devreye girerse, Dubai İslam Bankası'nın yöneticileri ve ilgili çalışanları İngiltere'ye girişte kısıtlamalarla karşı karşıya kalabilirler.

BAE'nin İngiltere ile ilişkileri ise gerilim altında. BAE yetkilileri, Dubai İslam Bankası'nın her zaman yasal çerçeveler içinde hareket ettiğini savunuyor. Bununla birlikte, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Körfez ülkeleriyle ilişkileri güçlendirmeye çalışırken, BAE'nin Sudan'daki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (RSF) silah ve lojistik destek sağladığına dair iddialar, iki ülke arasındaki gerilimi artırıyor.

Tüm bu gelişmelerle birlikte, İngiltere'deki siyaset sahnesinde BAE’ye olan yaklaşımın nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Cornelius'un davası, sadece bireysel bir özgürlük hikayesi olmanın ötesinde, uluslararası ilişkilerin karmaşık yapısını ve insan hakları perspektifini yoğun bir şekilde gündeme getiriyor. Bu durum, ilerleyen günlerde İngiltere'nin BAE ile olan ilişkilerinde nasıl bir seyir izleyeceğini de etkileyecek gibi görünüyor.