İran Atom Enerjisi Kurumu, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na (UAEA) yönelik eleştirilerini artırarak, nükleer programı hakkında alınan kararların bir yanıtı olarak gelişmiş santrifüjlerin aktif hale getirildiğini duyurdu.

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, meclis toplantısında yaptığı açıklamada, UAEA tarafından İran aleyhine alınan kararların karşılığını vereceklerini belirtti. Kalibaf, nükleer tesislerde bulunan gelişmiş santrifüjlerin bugün itibarıyla aktif hale getirildiğini ve uranyum zenginleştirme sürecinin başladığını duyurdu.

Kalibaf, şöyle konuştu: “Ülkelerin ulusal güvenliklerini koruma adına atılmış bu tür yapıcı olmayan kararlar, onları UAEA protokollerine aykırı adımlar atmaya zorlamaktadır. İran aleyhinde alınan bu karara itiraz eden ve çekimser kalan ülkelerin, UAEA’daki hakimiyeti kırarak İran ile UAEA arasındaki ilişkiyi siyasi etkilerden arındıracağını umuyorum.”

ABD ve Avrupa ülkelerinin, İran’ın barışçıl nükleer programına yönelik eleştirilerini ‘siyasi ve gerçek dışı’ olarak nitelendiren Kalibaf, ülkesinin nükleer çalışmalarının tamamen barışçıl olduğunu vurguladı. “ABD ve Avrupa, kendi yasa dışı eylemlerini örtbas etmek için nükleer programımızı bahane ediyor ve İran ile UAEA arasındaki olumlu iş birliğini baltalamaya çalışıyor.” dedi.

UAEA Yönetim Kurulu toplantısında, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan ve ABD tarafından desteklenen İran’ı kınama karar tasarısı 19 ülkenin ‘evet’ oyuyla kabul edildi. Kararda Tahran yönetimine UAEA ile derhal iş birliği yapma çağrısı yapıldı. Geçtiğimiz cuma günü İran Dışişleri Bakanlığı ve İran Atom Enerjisi Kurumu, kabul edilen bu kınama kararına yanıt olarak ortak bir bildiri yayınlayarak, gelişmiş santrifüjlerin aktif hale getirileceğini bildirmişti.

İran'ın nükleer tesislerinde, IR6, IR8 ve IR10 gibi yeni nesil gelişmiş santrifüjlerin bulunduğu belirtiliyor. Bu santrifüjler, İran'ın uranyum zenginleştirme hızını artıracak ve zenginleştirilmiş uranyum stokunu yükseltecek kapasiteye sahiptir. Uluslararası toplum, İran'ın bu adımını endişeyle izlerken, bölgede nükleer silahlanma riskinin artmasından korkuyor.