İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Türk halkına büyük saygı duyduklarını ve ülkesinin "Türkiye'ye karşı hiçbir zaman bir planı olmadığını" belirtti. Herzog, bu açıklamayı İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in Ortadoğu ülkelerine genişlemeyi öngören "Büyük İsrail" tasvirinin altında yatan tartışmalar sürerken yaptı.

Herzog, ABD'deki Yahudi derneklerinin temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşme sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ye dair ifadelerine atıfta bulundu. Türk halkının da İsrail halkına karşı aynı derecede saygı gösterdiğini savunan Herzog, iki toplum arasındaki uzun yıllara dayanan ilişkilerin önemine vurgu yaptı.

"Halkların birliği ve kardeşliği, karşılıklı sevgi ve saygı ile sağlanabilir" diyen Herzog, barış içinde bir arada yaşamanın önündeki tüm engellerin aşılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, İsrail'in bölgedeki halkların barış içinde yaşamasını sağlamaya yönelik tarihi bir değişime öncülük etme kapasitesinde olduğuna inandığını ekledi.

Maliye Bakanı Smotrich'in "Büyük İsrail" fikri, sosyal medya üzerinde büyük yankılar uyandırdı. Bir belgeselde yaptığı açıklamalarda, İsrail'in sınırlarının mevcut haliyle sınırlı kalmayacağını belirtti. "Bir Yahudi devleti istiyorum" diyen Smotrich, bu ifadesini daha ayrıntılı bir şekilde açıklamaktan kaçındı. Ancak, devletin Yahudi halkının değerlerine göre yönetilmesi gerektiğini vurguladı.

Smotrich, Filistin halkının varlığını inkar eden önceki açıklamaları nedeniyle de eleştiri hedefi olmuştu. Ayrıca, Kudüs’ün geleceği hakkında yaptığı tartışmalı yorumlar, uluslararası arenada çeşitli tepkilere neden oldu. Bu durum, Smotrich'in diplomatik sorunlar yaşamasına yol açtı ve Fransa'da düzenlenen anma töreninin iptal edilmesiyle sonuçlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde bölgedeki gelişmeler hakkında yaptığı açıklamalarda, İsrail’in genişleme politikalarının Türkiye için tehdit oluşturduğunu vurgulayarak, "Vatan topraklarımız için her türlü imkânla duracağız" demiştir. Bu durum, Türkiye ve İsrail ilişkilerinin geleceği hakkında yeni ve önemli soruları gündeme getirmektedir. İki ülke arasındaki politik duruşlar ve liderlerin açıklamaları, bölgedeki istikrarı doğrudan etkileyebilir.