Siyonist rejim, zulüm ve şiddetle dolu saldırıları sonucunda dünya genelinde büyük bir yalnızlığa doğru sürükleniyor. Son dönemde Gazze ve Lübnan'a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, sadece İslam dünyasında değil, Afrika, Asya ve Latin Amerika'da da büyük protestolara yol açtı. Batılı politikacıların ve güçlü Yahudi lobilerinin ikiyüzlü tutumu ise bu durumu daha da belirgin hale getirdi.

Filistinli çocuklar ve kadınlar üzerindeki zulümler, kimseye acıma göstermeyen İsrail'e destek veren liderlere derin bir nota veriyor. Bu durum, İsrail ve onun suç ortaklarının çok ağır bedeller ödeyeceğini gösteriyor.

Son zamanlarda Batı'da gelişen 'antisiyonizm' akımı, canlı bir şekilde yükselişe geçiyor ve bu durum, İsrail'i ve destekçilerini endişeye sevk ediyor. İnsanlar, siyonist rejime karşı çıkmayı bir insanlık görevi olarak görmekte ve bu tavır giderek daha fazla siyasi bir yükümlülük haline geliyor.

Siyonist lobiler ve onların yazarları bu durumdan oldukça rahatsız. ABD ve Avrupa'daki antisiyonist duygular giderek daha farklı bir profil almaya devam ediyor. Geleneksel sağdan solda, eğitimli sınıflar ve sol eğilimli medya, siyonist rejimi güçlü bir şekilde eleştiriyor. Antisiyonizm artık Kanada, Avustralya ve ABD gibi yerlerde de yayılmakta.

Siyonizm karşıtlığı, ana akım medya ve siyasette hızla güçleniyor. Siyonistler, Batılı ülkelerde yeniden 'iç düşman' olarak kodlanmaya başladı.

Örnek vermek gerekirse, Donald Trump’a yakın isimler antisiyonizmle flört ederken, ABD'deki bazı muhafazakâr figürler, açıkça İsrail'in zulümlerini eleştirmeye cesaret ediyor. Bu bağlamda, Türkiye’den gelen tepkiler de önemli bir destek sağlıyor. Özellikle, ifade özgürlüğü ve insan hakları konularında antisiyonist duruş sergileyenleri destekleyen gruplar giderek artmakta.

Avrupa'da da antisiyonizm hareketleri hız kazanmış durumda. Fransa'daki sol görüşlü Yeni Halk Cephesi, siyonistler için önemli bir tehdit haline gelirken, Marine Le Pen liderliğindeki yeni sağ partiler, antisiyonist politikalarla öne çıkmaktadır.

Almanya, Polonya ve İsveç gibi ülkelerde de antisiyonist isimler, siyasi arenada daha fazla görünürlük kazanmaktadır. Bu durum, ırkçı siyonist rejimin iç politikaları açısından derin bir korku yaratmaktadır.

Yeni yükselen bu antisiyonizm dalgası, hem dünyada hem de Batı’daki siyonist lobileri hedef alarak onların 'iç düşman', 'uyumsuz' ve 'soykırımcı' olarak nitelendirilmesine yol açıyor. Dolayısıyla, dünya genelinde, özellikle de Batı'da, siyonistlerin geleceği karanlık görünmektedir. Soykırımcı siyonistlerin bu durum karşısında nasıl bir taktik geliştireceği ise merakla beklenmektedir.