Dünya

İsrail'in Sinsi Planı Ortaya Çıktı! Akdeniz'i Kontrol Altına Almak İçin Harekete Geçtiler

2024-10-16

Yazar: Ayşe

İsrail'in işgal ve yayılmacılığı, Gazze'nin ardından Lübnan’a uzanırken, stratejistler Türkiye açısından hem karada hem de denizde büyüyen tehdidin ciddiyetine dikkat çekiyor.

Uzman Prof. Dr. Beril Tuğrul, Gazze'deki vahşetin ve Lübnan saldırılarının arkasındaki sebeplerden birinin İsrail'in Akdeniz'de tek güç olma hedefi olduğunu vurguladı. Arz-ı Mevut iddiasının yüzlerce yıl sonra yeniden gündeme gelmesini rastgele bir durum olarak değerlendirmeyen Prof. Tuğrul, haritanın bir ucunun Nil Deltası’ndan başlayıp Irak’a kadar uzanan zengin enerji yataklarına dayandığını belirtti. "Biz daha çok olayın kara boyutuna odaklandık. Ancak İsrail’in sadece kara işgallerine odaklanmak, denizde bizi bekleyen tehdidi göz ardı etmek demektir" dedi.

Prof. Tuğrul, denizden Türkiye'ye yönelik ciddi bir tehdit oluştuğunu ve bu tehlikenin her geçen gün büyüdüğüne dikkat çekti. Akdeniz'deki bu durumun sürmesi halinde yeni çatışma alanlarının kaçınılmaz olacağına vurgu yaptı. Özellikle Kıbrıs’ta Rumlar ve Ege’de Yunanistan’ın da dahil olmasıyla birlikte bu tehdidin daha da büyüyeceği öngörülüyor. Mavi Vatan doktrininin bu açıdan önem taşıdığına değinen Tuğrul, yaklaşan tehlikenin herkes tarafından fark edilmesi gerektiğini ifade etti.

İsrail’in arz-ı mevut hayalini sürdüren uluslararası aktörlerin hesaplarının da bu gelişmelerde etkili olduğuna dikkat çeken Tuğrul, bölgedeki bazı gizli keşiflerin üzerinde durulması gerektiğini belirtti. Kıbrıs’ta da anormal gelişmelerin yaşanabileceğine yönelik uyarılarda bulundu.

ENERJİ SAVAŞLARI BAŞLIYOR

Enerji ve uluslararası ilişkiler uzmanlarına göre, İsrail'in bu tetiği çekmesiyle bölge geri dönülemez bir yola girmiş durumda. Süveyş Kanalı ve Hürmüz Boğazı gibi stratejik güzergahlarda uluslararası ticaret ve ekonomik koridorların da bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz. Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Göktaş Şahin, yaşanan gelişmelerin tüm dünyaya Büyük İsrail Projesi'nin bir komplo teorisi olmadığını açık bir biçimde gösterdiğini ifade etti.

Şahin, “Artık herkes yeni pozisyonlar alıyor. Akdeniz merkezli İsrail emellerini doğru bir şekilde okumamız gerekiyor. İsrail'in işgal hedefleri artık bir komplo teorisi olmaktan öteye geçmiş durumda. Golan, İdlib, Halep ve Lazkiye’de yoğunlaşsak da Siyonist yayılmacılık denizde de büyük tehlike teşkil ediyor. İsrail bir yandan Akdeniz’in tüm zengin enerji yataklarını gasbederken diğer yandan Samandağı’ndan komşumuz olma yolunda ilerliyor. Bunun yanı sıra, Kıbrıs için de benzer tehditler geçerli. Bu tehditleri yalnızca karadan görmek büyük bir hata olur.” dedi.

Şahin, ayrıca Birleşmiş Milletler karargâhını hedef alan ve farklı ülkelerin ticari ve siyasi merkezlerini bombalayan kural tanımaz bir yapı ile karşı karşıya olduğumuzu vurgulayarak, önlemlerin denizlesini kapsamına alacak şekilde tasarlanması gerektiğini ifade etti.