İstanbul'da belediye kreşleri üzerine yürütülen tartışmalar, iktidar ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasındaki sert polemikler ile devam ediyor. En son Milli Eğitim Bakanlığı'nın belediyelere gönderdiği yazıda, 'kreş adı altında açılan yerlerin' kapatılması gerektiği belirtilmişti. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu kararın uygulanmayacağını açıkladı.

CHP, yazının kreşlerin kapatılması üzerine olduğunu savunarak, bu durumun çocukların eğitimi açısından ciddi bir sorun oluşturduğunu vurguladı. Ancak Bakanlık, bu yazının yalnızca anaokulu seviyesindeki eğitimle ilgili olduğunu iddia ediyor. İki taraf arasındaki bu çelişkili açıklamalar, belediye kreşlerinin ne olduğu ve hangi kriterlere göre hizmet verdiği konusundaki kafa karışıklığını artırıyor.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı kreşler, 0-2 yaş arası çocuklara hizmet verirken, anaokulları ise Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlıdır ve 36-68 ay arası çocuklara eğitim sunmaktadır.

İstanbul'daki belediye kreşleri, CHP'nin 2019 yerel seçimlerinde her mahallede bir kreş açma vaadiyle başlamıştı. Bu kapsamda İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri (ÇEM) adı altında çeşitli tesisler kurulmuş durumda. İBB'nin verilerine göre, bu merkezlerde yaklaşık 10 bin çocuk eğitim almakta. Ancak hedef, bu sayıyı 160 merkeze ulaştırmak.

Olayın bir diğer boyutu ise ülkedeki toplumsal eşitsizliklerin derinleşmesine neden olabileceği endişesidir. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) analisti Kayıhan Kesbiç, özellikle kreşlerin kapatılması sürecinin kadınların iş gücüne katılımını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

Seçim kaybetmenin ardından, CHP ve İBB yönetimi arasında sert tartışmalar devam ederken, birçok aile, kreşlerin ihtiyaç duyduğunu vurgulamakta ve kapatılma tehdidine karşı çıkmaktadır. Türkiye genelinde farklı partilerin yönettiği belediyelerde de benzer projeler ve kreş hizmetleri sürdürülmekte.

Sonuç olarak, İstanbul'daki belediye kreşleri ve okul öncesi eğitim konusundaki tartışmalar, gelecekteki eğitim politikalarını ve sosyal yapıyı doğrudan etkileyecek önemli bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreçte, toplumun farklı kesimlerinden gelen tepkiler, konuya dair farkındalığı artırmakta ve gelecekteki adımları şekillendirecektir.